15 Kasım 2010 Pazartesi

Numeroloji (Sayı bilimi)

Numeroloji (sayıbilim), astroloji (yıldızbilim) gibi tamamlayıcı unsurları olan, gerektiğinde bir arada, gerektiğinde ayrı ayrı ele alınabilen, kişiyi ve kişinin geleceğini açıklamayı hedefleyen bir sanattır. Astroloji gibi numeroloji'nin temelleri de antik uygarlıklara, antik düşünceye dayanır ve Ortadoğu'dan Batı'ya uzanıp benzer bir süreçten geçer.

En eski çağlardan beri, sayılar, sadece hesap için kullanılmadılar. Örneğin, Keldanlılar, harflere birer sayı yakıştırıp kişinin adını kullanarak tahminlerde bulunurlardı, fal bakarlardı.

Yunanlı felsefeci ve matematikçi Pitagor, herşeyi sayıların ahengi ile açıklardı. Çinliler sayılara simgesel değerler verirler, gerek geleneksel, gerekse çağdaş kabala sayıların özelliklerini incelemektedir.

Numeroloji'nin kaynakları adeta sınırsızdır, uygulanması da öyle. Konusal olarak bir ucu batıl inançlara, bir ucu ise toplumların bilinçaltına dayanır. Eski Mısır'da, Mezopotamya'da, antik Yunanistan'da, İslam öncesi Türkler'de, Araplar'da numeroloji karşımıza çıkmaktadır. Eski uygarlıkların bilginleri ve felsefecileri sayıların tutkusundan kurtulamamışlardır. Yüzyıllar geçmesine rağmen benzer bir tutkuyu, ya da açıklama ihtiyacını, Bertrand Russel'den Hitehead'e kadar, çağdaş matematikçilerde ve felsefecilerde de bulmak mümkündür. Çünkü her şeyi düzene sokmak, bir formüle bağlamak, açıklamak, değerlendirmek sayılarla olmaktadır.

Mezopotamya bilginleri için sayı sadece bir nicelik işareti değildi. Çözüldüğünde, yorumlandığında niceliği aşan bir güze sahip olan, hatta kutsal sayılan, olumlu ya da olumsuz, uğurlu ya da uğursuz bir işaretti.

Babil'de 28 sayısı kutsal sayılırdı; çünkü 28, hem kutsal sayı olan 7'nin başka bir kutsal sayı olan 4 ile çarpılmasından oluşuyor, hem de ilk 7 sayının toplamına eşitti:

1 + 2 + 3 + 4 + 5 + 6 + 7 = 28

Pitagor'un izleyicileri için 1 sayı sayılmazdı, diğer sayıları doğrudan bir başlangıçtı. Bu yüzden ilk iki sayının (2+3) toplamından elde edilen 5 ile yine bu ilk iki sayının çarpmasından (2x3) oluşan 6'yı kutsal saymakta, fakat nedenleri açıklanmamakta, gizli kalmaktadır.

Ünlü felsefeci ve matematikçi Pitagor'un düşüncesine göre sayılar aşağıdaki anlamları kapsıyordu:

1- Özün sayısı,
2- Karşıtlık, değişiklik
3- Aracılık, bütünlük, başlangıç, orta ve son, tanrısal güç,
4- Doğruluk, adalet, dünya,
5- Evlilik,
6- Şans,
7- Evrenin tümü [Tanrısal güç (3) ile dünya (4)'ün toplamı] ya da tanrının dünya ile birleşimi,
8- Sağlamlık,
9- 3x3 ya da tüm sayıların özü,
10- Sonu olmayan yeni bir dizinin başlangıcı.

Belirli sayılar, zamanla ayrı bir anlam ve değer kazanırlar, kimi uğurlu sayılır, kimi ise uğursuz. Bu sayıları her yerde bulabiliriz; dinsel inançlarda, mitolojide, halkbilim geleneğinde, atasözlerinde vb. Museviler için 9 (3x3) doğruluğun simgesiydi. Çünkü o şaşmaz bir sayı idi:

2 x 9 = 18 (1 + 8 = 9)
3 x 9 = 27 (2 + 7 = 9)
4 x 9 = 36 (3 + 6 = 9)
5 x 9 = 45 (4 + 5 = 9)

Çeşitli kaynaklardan, inançlardan ve dinlerden, 3'ün önemini vurgulayan, sayısız örnekler çıkartmak kolaydır;

- Yunan mitolojisinde denizler tanrısı Neptün'ün üç dişli asası,
- Buda'nın işaretindeki üç alev,
- Babil'deki üçlü tanrı, Anu-Ea-Bel,
- Asur'daki benzeri üçlü tanrı, Brahma-Vişnu-Siva,
- Hristiyan dünündeki kutsal üçlü, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh,
- Yunanlılar'da üç gazap tanrıçası, üç güzellik tanrıçası ve üç kader tanrıçası dokuz (3x3) sanat tanrıçası olarak adlandırılırdı.

Üç kadar önemli bir sayıda 7'dir:

- Antiklerin gökbiliminde dünya evrenin ortasında durur, evrenin merkezini teşkil eder, etrafında ise yedi gezegen vardır: Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Jüpiter ve Satürn,
- Çin'de ve Japonya'da yedi değerli nesne vardır: Altın, gümüş, yakut, zümrüt, kristal, amber ve akik,
- Eski Mısır'da yedi bilgin, tanrı Ra'nın gözünden çıkıp yedi atmaca şekline girip uçarlar,
- Eskiler için dünya yedi harikaya sahiptir.
Mitolojide, dinsel inançlarda, batıl inançlarda ve halkbiliminde, kıtadan kıtaya ve uygarlıktan uygarlığa, sayılara bir önem, bir değer ve matematiksel işlevlerini aşan bir anlam tanındı. Sayılar simgesel bir boyut kazanarak, gerek doğayı gerekse insanı, giderek evreni ve evreni şekillendiren gücü açıklayabilecek nitelikte bir bilgi, ölçü ve yöntem aracı sayıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder