20 Ağustos 2011 Cumartesi

Hergün okunacak duâlar

 

Hadis-i şeriflerde bildirilen duâlardan bazıları şöyle:

(Sabah-akşam 7 defa “Allahümme ecirnî minennâr” diyen cehennemden kurtulur.) (Ebu Davud)

(Sabah-akşam, 3 defa, “Bismillahillezî lâ yedurru maasmihi şeyün fil erdi velâ fissemâi ve hüvessemîulalîm” okuyan, büyücü ve zalimden emin olur.) [I. Mâce]

(Sabah 3 defa, “Eűzü billahis-semîil alîm-i mineşşeytânirracîm” diyerek Haşr suresinin son üç ayetini okuyana, 70 bin melek, akşama kadar duâ eder. O gün ölürse şehit olur. Akşam okursa yine ayni şeylere kavuşur.) [Tirmizî]

(Sabah namazından sonra 11 ihlas okuyana, cennette bir köşk verilir.) [Haraiti]

(Sabah namazından sonra on defa, "La ilahe illallahü vahdehü la-şerikeleh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyi ve yümit ve hüve ala külli şeyin kadir" okuyan, akşama kadar her çeşit zarardan korunur, hiçbir günah ona zarar vermez.) [Nesâî] ("Günah zarar vermez" demek, günah işlemez veya işledigi günaha tevbe eder, o günah ona zarar vermemiş olur demektir.)

(Akşam namazından sonra [yukarıdaki tesbihi] okuyan, sabaha kadar şeytandan korunur. On sevaba kavuşur, on günahı affolur ve on köle azat etmiş gibi sevap verilir.) [Tirmizî]

(Sabah namazlarından sonra üç defa Sübhanallah-il azim ve bi hamdihi diyen körlük, cüzzam ve felçten korunur.) [İ. Ahmed]

(Şirkten korunmak için “Allahümme innî eűzübike min en-üşrike bike şey-en ve ene a’lemü ve estağfiruke li-mâ lâ a’lemü inneke ente allâmülguyűb” okuyun!) [İ. Ahmed]

(Sabah-akşam 7 defa “Hasbiyallahü lâ ilâhe illâ hu, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil-azîm” okuyanın dünya ve ahiret işine Allah kâfi gelir.) [Beyhekî]

Şükür duâsının önemi

(“Allahümme ma esbaha bî min ni’metin ev bi ehadin min halkıke, fe minke vahdeke lâ şerîke leke, felekel hamdü ve lekeşşükr” duâsını, gündüz okuyan o günün, akşam okuyan o gecenin şükrünü ifa etmiş olur.) [Akşam esbaha yerine emsâ denir.]

(Bir kimse, sabah-akşam yüz defa “Sübhânallahi ve bihamdihi” derse, o gün ve o gece hiç kimse onun kadar sevap kazanamaz.) [Deylemî]

(Evden çıkarken “Bismillahi, tevekkeltü alallahi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.) [Tirmizî]

(“Lâ havle...” okumak, doksandokuz derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdan kurtulmaktır.) [Ebû Nuaym] [İmam-ı Rabbanî hazretleri, din ve dünya zararlarından kurtulmak için her gün 500 defa “Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” okurdu. Okumaya başlarken ve okuyunca yüzer defa Salevat getirirdi. (Tefsir-i Mazherî)]

(Hergün yüz defa salevat getiren, münafıklıktan ve cehennem ateşinden uzaklaşır ve kıyamette şehitlerle beraber olur.) [Taberânî]

(Günde 25 defa “Allahümme bâriklî fil mevt ve fî mâ ba’delmevt” okuyan şehit olarak ölür.) (Redd-ül Muhtar)

(Gece Âmenerrasulüyü okuyana, her şey için yeterlidir. Bu iki ayeti yatsıdan sonra okuyana, geceyi ibadetle geçirmiş sevabı verilir.) [Şir’a]

(Tebârekeyi okumadan yatma! Kabir azabını def eder. Her gece Tebâreke okuyan, Kadr gecesini ihya etmiş gibi sevaba kavuşur.) [Eyoğul İlmihâli]

(Eve girerken İhlas suresini okuyan, yoksulluk görmez.) [T. Kurtubî]

(Evden çıkarken Âyet-el kürsî okuyana, melekler, evine gelinceye kadar duâ eder.) [Eyoğul İlmihâli]



İstiğfara devam etmek

(İstiğfara devam eden kimse, her sıkıntıdan kurtulur, ummadığı yerden rızıklanır.) [İbni Mâce] [İstiğfar olarak (Estağfirullah el azîm ellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûm ve etûbü ileyh) okumalıdır.

(Günde yüz kere “Lâ ilâhe illallah diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.) [Taberânî]

(Bir yere gelen, “Eûzü bikelimâtillahittammâti min şerri ma haleka” okursa, o yerden kalkıncaya kadar, ona hiçbir şey zarar veremez.) [Müslim]

(Sıkıntılı veya borçlu, bin kerre “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm” derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]

Seyyid Abdülhakim efendi hazretleri buyuruyor ki:

Yatağa abdestli gir, Eûzü Besmele çek, sağ yanın üzerine kıbleye karşı yat, sağ avucunu sağ yanağının altına koy, Ayet-el-kürsî, 3 İhlas, bir Fatiha ve birer defa iki kul e’uzüden sonra 3 defa (Estagfirullahelazîm ellezî lâ ilâhe illâhu) oku, 3. süne (el-hayyelkayyûme ve etûbü ileyh) ekle.

On defa da, (Lâ havle velâ kuvvete illâ billah) oku, 10. suna (hil aliyyil azîm ellezîlâ ilâhe illâhu) ilave et! (Ey Oğul İlmihali)

Uykudan uyanınca, (Allahümmağfirlî) demek çok sevaptır.

(Yatağa girince 3 defa Estağfirullah el azîm ellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûm ve etûbü ileyh okuyan kimsenin günahları, deniz köpüğü kadar pek çok olsa da, affolur.) [Tirmizî]

Her gece yatarken yüz defa, (Sübhânallahi velhamdü lillahi ve lâ ilâhe illallahü vallahü ekber) okuyan kimse, kendini hesaba çekmiş sayılır.

En Kıymetli Duâ

En kıymetli tesbih, namazlardan sonra çekilen Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü ekberdir. Başka zamanlarda bunların hepsi birden Sübhanallahi vel-hamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber diye okunur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Sübhanallahi vel-hamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekberden daha efdal tesbih yoktur.) [Deylemî]

Bu tesbihten sonra en kıymetli tesbih ve zikir la ilahe illallah demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Zikirde "La ilahe illallah"dan, efdali yoktur.) [Taberânî]

En kıymetli duâ ise Elhamdülillah demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Zikrin efdali, la ilahe illallah, duânın efdali de elhamdülillahtır.) [Tirmizî]

Zül-celal vel-ikram

Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Ancak celal ve ikram sahibi Rabbinin zatı baki kalacaktır.) [Rahman 27]

(Celal ve ikram sahibi Rabbinin adı çok yücedir.) [Rahman 78]

[Celal, Allahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarındandır, azamet, büyüklük, hiçbir şeye muhtaç olmamak demektir.]

Ayet-i kerimede geçen zül-celal vel-ikram ifadesinin ism-i Azamdan olduğu bildirilmiştir. Bu bakımdan bilhassa duâlarda bunu çok söylemek gerekir. Peygamber efendimiz, bir kimsenin (Ya zel-celali vel-ikram) diyerek duâ ettiğini duyunca, (Allahtan ne istersen iste, duân kabul olur) buyurdu. (Tirmizî)

Başka bir hadis-i şerif de şöyle:

(Ya zel-celali vel-ikramı çok söyleyin, ona çok devam edin.)

Lânet ve beddua etmek

 

Bazı hadis-i şeriflerde lanet olsun deniyor. Lanet etmek ne demektir? Kötü anne babanın iyi olan çocuğuna yaptığı beddua kabul olur mu?


Lânet olsun demek, Allahın rahmetinden uzak olsun demektir. Lânet etmek, beddua etmek iyi değildir. Çünkü hadis-i şerifte, (Bir kimse lânet edince, lânet edilen buna müstehak değilse, kendine döner) buyurulmuştur. İbni Mübarek hazretleri, çocuğunu şikayet edene, (Çocuğa beddua ettin mi?) dedi. O da, evet deyince, (Çocuğun ahlâkını sen bozdun) buyurdu. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Bir babanın duâsı, ilahi hicaba erişir ve bu hicabı da aşar.)

(Ana-babanın çocuğuna ve mazlumun zâlime olan bedduaları, reddolmaz.)

(Kendinize, malınıza ve çolukçocuğunuza bedduâ etmeyin! Duâların kabul olduğu bir saate rastlar da bedduânız kabul olur.)

Kötü ana-babanın, suçsuz ve iyi olan çocuğuna yaptığı beddua kabul olmaz. Haksız olarak yapılan beddualar kabul olmaz.

Diğer peygamberler, kavimlerine lânet ettikleri hâlde, Peygamber efendimiz lânet etmemiştir. Peygamber efendimiz, genel bir bedduâ, lânet etmemiştir. Fakat bazı gruplar, sınıflar için bedduâ etmiştir.

Rahmet Peygamberi

Bir savaşta, kâfirlerin yok olması için duâ etmesini istediklerinde (Ben lânet etmek için, insanların azab çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim.) buyurdu. Nitekim Kur'an-ı kerimde, (Seni âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik.) buyuruluyor. (Enbiya 107)

Lânete müstehak olanlara lânet etmiştir. Hadis-i şeriflerde (Allah lânet etsin) denilen zümrelerden bazıları şunlardır:

(Fitne çıkarana ...)

(Rüşvet alıp verenlere...)

(Eshabıma söğenlere...)

(Zekât vermiyenlere...)

(Ana-babasına lânet edene...)

(Hanımını anasından üstün tutana...)

(Lutilik yapana...)

(Erkek kılığına giren kadına, kadın kılığına giren erkeğe...)

(Zâlim âmire, açıktan günah işliyene, sünnetimi yıkan bid'atçıya lânet olsun)



Allahın lânet etmesi

Daha bunlar gibi kimselere lânet edildiğini bildiren hadis-i şerifler çoktur. Kur'an-ı kerimde de Allahü teâlâ, bazılarına lânet etmiştir. Mesela, (Allahın lâneti kâfirlerin üzerine olsun) buyuruluyor. (Bekara 89)

Yine bir hadis-i şerifte, (Üç kimseye lânet olsun ki, bunlar, zâlim emir, açıkça günah işliyen fâsık ve sünnetimi yıkan bid’at ehli kimsedir.) buyurulmuştur.

Kur’an-ı kerimde Allahü teâlâ Ebu Lehep için, (Onun eli kurusun) buyurduğu gibi, Ebu Lehebin oğlu Uteybe, (Tebbet yeda) suresi gelince, Resulullahın efendimize çeşitli hakaretlerde bulundu. Peygamber efendimiz çok üzülüp, (Ya Rabbi! Buna bir canavar musallat eyle!) dedi. Ebu Lehebin oğlu Uteybe Şama ticaret için giderken, bir gece arkadaşlarının arasında yatarken, bir arslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı. Sıra Uteybeye gelince onu parçaladı.

Bir kimse, sol eliyle yemek yiyordu. (Sağ elin ile ye) buyurdu. (Sağ kolum hareket etmiyor) diye yalan söyledi. Bir peygamber ile alay eden bu kimse için Resulullah efendimiz, (Sağ elin artık hareket etmesin) buyurdu. Ölünceye kadar sağ elini ağzına götüremedi. Yalan söylemek çok büyük günahtır. Hele Peygamber efendimize karşı yalan söylemek çok daha büyük günahtır. Dünyada elin felç olması küçük bir cezadır. Ahırette verilecek cezalar çok büyüktür.

Peygamber efendimizin buna benzer bedduaları vardır. Diğer insanların ibret almaları ve hidayete kavuşmaları için böyle mucizeler vaki olmuştur.

Lânet ve beddua etmek

 

Bazı hadis-i şeriflerde lanet olsun deniyor. Lanet etmek ne demektir? Kötü anne babanın iyi olan çocuğuna yaptığı beddua kabul olur mu?


Lânet olsun demek, Allahın rahmetinden uzak olsun demektir. Lânet etmek, beddua etmek iyi değildir. Çünkü hadis-i şerifte, (Bir kimse lânet edince, lânet edilen buna müstehak değilse, kendine döner) buyurulmuştur. İbni Mübarek hazretleri, çocuğunu şikayet edene, (Çocuğa beddua ettin mi?) dedi. O da, evet deyince, (Çocuğun ahlâkını sen bozdun) buyurdu. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Bir babanın duâsı, ilahi hicaba erişir ve bu hicabı da aşar.)

(Ana-babanın çocuğuna ve mazlumun zâlime olan bedduaları, reddolmaz.)

(Kendinize, malınıza ve çolukçocuğunuza bedduâ etmeyin! Duâların kabul olduğu bir saate rastlar da bedduânız kabul olur.)

Kötü ana-babanın, suçsuz ve iyi olan çocuğuna yaptığı beddua kabul olmaz. Haksız olarak yapılan beddualar kabul olmaz.

Diğer peygamberler, kavimlerine lânet ettikleri hâlde, Peygamber efendimiz lânet etmemiştir. Peygamber efendimiz, genel bir bedduâ, lânet etmemiştir. Fakat bazı gruplar, sınıflar için bedduâ etmiştir.

Rahmet Peygamberi

Bir savaşta, kâfirlerin yok olması için duâ etmesini istediklerinde (Ben lânet etmek için, insanların azab çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim.) buyurdu. Nitekim Kur'an-ı kerimde, (Seni âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik.) buyuruluyor. (Enbiya 107)

Lânete müstehak olanlara lânet etmiştir. Hadis-i şeriflerde (Allah lânet etsin) denilen zümrelerden bazıları şunlardır:

(Fitne çıkarana ...)

(Rüşvet alıp verenlere...)

(Eshabıma söğenlere...)

(Zekât vermiyenlere...)

(Ana-babasına lânet edene...)

(Hanımını anasından üstün tutana...)

(Lutilik yapana...)

(Erkek kılığına giren kadına, kadın kılığına giren erkeğe...)

(Zâlim âmire, açıktan günah işliyene, sünnetimi yıkan bid'atçıya lânet olsun)



Allahın lânet etmesi

Daha bunlar gibi kimselere lânet edildiğini bildiren hadis-i şerifler çoktur. Kur'an-ı kerimde de Allahü teâlâ, bazılarına lânet etmiştir. Mesela, (Allahın lâneti kâfirlerin üzerine olsun) buyuruluyor. (Bekara 89)

Yine bir hadis-i şerifte, (Üç kimseye lânet olsun ki, bunlar, zâlim emir, açıkça günah işliyen fâsık ve sünnetimi yıkan bid’at ehli kimsedir.) buyurulmuştur.

Kur’an-ı kerimde Allahü teâlâ Ebu Lehep için, (Onun eli kurusun) buyurduğu gibi, Ebu Lehebin oğlu Uteybe, (Tebbet yeda) suresi gelince, Resulullahın efendimize çeşitli hakaretlerde bulundu. Peygamber efendimiz çok üzülüp, (Ya Rabbi! Buna bir canavar musallat eyle!) dedi. Ebu Lehebin oğlu Uteybe Şama ticaret için giderken, bir gece arkadaşlarının arasında yatarken, bir arslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı. Sıra Uteybeye gelince onu parçaladı.

Bir kimse, sol eliyle yemek yiyordu. (Sağ elin ile ye) buyurdu. (Sağ kolum hareket etmiyor) diye yalan söyledi. Bir peygamber ile alay eden bu kimse için Resulullah efendimiz, (Sağ elin artık hareket etmesin) buyurdu. Ölünceye kadar sağ elini ağzına götüremedi. Yalan söylemek çok büyük günahtır. Hele Peygamber efendimize karşı yalan söylemek çok daha büyük günahtır. Dünyada elin felç olması küçük bir cezadır. Ahırette verilecek cezalar çok büyüktür.

Peygamber efendimizin buna benzer bedduaları vardır. Diğer insanların ibret almaları ve hidayete kavuşmaları için böyle mucizeler vaki olmuştur.

Duânın faydası

 

Sual: Bazıları, "Ölenin defteri kapanmıştır. Artık onun defterine sevab, günah yazılmaz" diyerek, ölüler için yapılan, duâları kabul etmiyorlar. Ölü için duâ edilmez mi?
Nakli değil aklı esas alan kimse ve Mutezile fırkası, ölü için yapılan duâyı inkar etse de, duâ, ölü-diri herkese fayda verir. Allahü teâlâ, duâ edenin duâsını kabul edeceğini bildirmektedir. (Bekara 186, Mümin 60)

Yakub aleyhisselam oğullarına, (Sizin için yakında [seher vakti] Rabbime istiğfar edeceğim) dedi. (Yusüf 98)

Başka bir ayet-i kerime meali: (Müttekiler, seher vakti istiğfar ederlerdi.) [Zariyat 18]

İbrahim aleyhisselam (Ey Rabbimiz, [Kıyamette] hesaba çekildiği gün, beni, ana-babamı ve bütün müminleri mağfiret et) diye duâ etmiştir. (İbrahim 41) Bu ayet-i kerimede bir müminin duâsı ile diğer müminlerin günahları affediliyor ki, böyle duâ edilmesi emredilmiştir. [Bu ayet-i kerimede, İbrahim aleyhisselam, ana-babasına duâ ettiğine göre, onların mümin olması şarttır. Eğer ana-babası kâfir olsaydı, onlar için duâ etmezdi. Bu ayet-i kerime de gösteriyor ki, Azer, İbrahim aleyhisselamın babası değil amcası ve üvey babası idi, esas basası Taruh idi.]

Ölülere hediye!

Yine her gün namazda Tehıyyat okurken ( Esselamü... İbadillahissalihin) diyerek müslümanlara duâ ediyoruz. Faydası olmasaydı, her tehıyyatta bunun okunması emredilmezdi.

Duânın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:

(Duâ, ibâdettir.) [Tirmizî, Nesâî]

(Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için duâ ve istiğfar etmektir.) [Deylemî]

(Ölmüş ana-baban için duâ ve istiğfar et!) [İbni Mace]

(Defnedilen kardeşiniz, şimdi sorguya çekiliyor, ona duâ edin!) [Ebu Dâvud]

(Kırk müslüman, bir müminin cenazesinde bulunup onun affı için duâ ederlerse, duâları kabul olur.) [Müslim]

(Cenaze namazında, üç saf cemaat bulunan mümin, Cennete girer.) [Tirmizî]

Ölü için duâ edilir, Kur'an-ı kerim okunur, sadaka verilir. Sadece onlar için namaz kılınmaz ve oruç tutulmaz; fakat bunların sevabları bağışlanır. Tahtavideki hadis-i şerif şöyle: (Bir kimse, başkasının yerine oruç tutamaz, namaz kılamaz; fakat onun orucu ve namazı için fakiri doyurur.) [Nesâî]

Hidayede (oruç, namaz, sadaka ve diğer ibâdetlerin sevabını başkalarına bağışlamak caizdir) ve Tatarhaniyyede (Sadaka veren kimse, sevabının bütün müminlere verilmesi için niyet ederse, kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir. Ehl-i sünnet mezhebi böyledir) buyuruldu. (R. Muhtar)

Kimlerin Duası Daha Geçerlidir ? Dualar Ne Zamanlar Kabul Olur?

 

Duânın makbul olduğu zamanlar

Sual: Ne zaman dua etmeli, duanın makbul olduğu zamanlar var mı?

CEVAP

Duâyı yalnız namazlardan sonra ve belli zamanlarda yapmak mekruhtur. Her fırsatta duâ etmelidir! Bilhassa şerefli vakitleri ve şerefli halleri kaçırmamalı, fırsat bilmelidir!

Duânın makbul olduğu zamanlar:

1- Seher vakti.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Allahü teala, seher vakti, (İstiğfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duâsını kabûl edeyim.) buyurur.[Müslim]

Allahü teâlâ iyileri överken, (Onlar seher vaktinde istiğfar eder) buyuruyor. (Zariyat 18)

Seher vakti, gecenin son altıda biridir. Gecenin ikinci yarısından sonra da duâlar kabûl olur.

2- Mübarek gün ve geceler.

Cuma günü öğle ile ikindi arası.

Recebin ilk gecesi,

Şabanın 15. gecesi,

Bayram geceleri,

Arefe günü,

Ramazan gün ve geceleri,

İftar zamanı,

Her günün zeval vakti.

Bu vakitleri ganimet bilmelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Şu beş gecede yapılan duâ red edilmez: Regaib gecesi, Şabanın 15. [Berat] gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.)

(Cuma günlerinde bir ân vardır ki, o ânda edilen duâ red olmaz.)

(Ramazanda Allah günahları affeder ve duâları kabûl eder.)

(Oruçlunun iftar vakti ettiği duâ geri çevrilmez.)

3- Ezan okunurken ve ezan ile kamet arasında.

Hadis-i şerifte, (Ezan okunurken duâ red olmaz) ve (Ezânla kamet arasında duâ kabûl edilir.) buyuruldu.

4- Namaz kılarken, secdede iken ve namazlardan sonra.

Hadis-i şerifte, (Kulun Rabbine en yakın hali, namazda secdede ikendir. Secdede çok duâ edin. Bu duâ kabûl olur.) ve (Beş vakit namazlardan sonra yapılan duâ kabûl olur.) buyuruldu. Nafile namazlarda, secdede iken duâ edilir, farz namazlarda secdede duâ edilmez.

5- Kur'an-ı kerim hatmedilince.

Hadis-i şerifte, (Kur'anı hatm edenin duâsı kabûl olur) buyuruldu.

6- Kalbinde incelik hissettiği an.

Hadis-i şerifte, (Rikkat [incelik] halinde duâyı ganimet bilin. Bu hal Rahmet kapısının açık olduğunu gösterir.) buyuruldu.

7- Kabe-i şerifi görünce.

Hadis-i şerifte, (Hac yapanların, duâları kabûl olur. Kâbe’de Mültezim denilen yerde, duâ eden mutlaka uğradığı musibetten kurtulur.) buyuruldu.

8- Hasta iken, sıkıntılı iken.

Hadis-i şerifte, (Dertli müminin duâsını ganimet bilin!) buyuruldu.

9- Oruçlu iken.

Hadis-i şerifte, (Oruçlunun duâsı red edilmez.) buyuruldu. [Tirmizî]

10- Yağmur yağarken, Kuran okunurken, düşmanla karşılaşınca.

Hadis-i şerifte, (Şu durumda rahmet kapıları açılır ve duâlar kabul edilir: Kur’ân okunurken, düşman ordusu ile karşılaşılınca, yağmur yağarken.) buyuruldu.

11- Cemaat halinde,

Hadis-i şerifte, (Bir cemaat toplanır, bir kısmı duâ eder, ötekiler de amin derse o duâyı, Allah kabûl eder.) buyuruldu.

12- Gıyaben yapılan duâ.

Hadis-i şerifte, (Din kardeşine gıyabında [arkasından] yaptığı duâ kabûl olur.) buyuruldu.

13- Ana babanın, yolcunun duâsı ve mazlumun zalime ettiği duâ.

Hadis-i şerifte, (Ana babanın evladına duâsı, yolcunun, misafirin ve mazlumun duâsı makbuldür. ) buyuruldu.

14- Kur’an-ı kerimi hıfzedenler.

Hadis-i şerifte, (Kur’an-ı kerimi hıfzeden, her hatmi sırasında, kabûl olunmuş bir duâ hakkına sahip olur.) buyuruludu.

15- Hacılar, mücahitler.

Hadis-i şerifte, (Şu dört duâ red olmaz: Din kardeşine arkasından yapılan duâ. İyileşinceye kadar hastaların, dönünceye kadar hacca ve savaşa gidenlerin duâsı.)

16- Müslümanlıkta saçlarını ağartanların, alimlerin ve adil idarecilerin duâları da makbuldür.

Hadis-i şerifte, (Şu üç kişinin hakkini ancak münâfı olan küçümser: İslâm yolunda saçını ağartmış olan, ilim sahibi ve âdil idâreci.) buyuruldu

Duaların Kabul Olması İçin

 

Sual: Kur'an-ı kerimde, (Duâ edin, duânızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder) buyurulduğu halde, bazı dualar niçin kabul olmuyor? Duânın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duânın kabûl edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duânın kabûl edilmesini beklemek uygun olmaz.



Önce çalışmak, sonra duâ dinin esası!

Kabûl edilir ancak, çalışanın duâsı!



Duânın kabul edilmesi için şartlardan bir kısmı şöyle:

1- Haram lokmadan sakınmalıdır!

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Haramdan sakının! Midesine haram lokma girenin kırk gün duâsı kabul olmaz.) [Taberânî]

Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki:

- Ya Resulallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabul etsin!

Cevabında buyurdu ki:

- Duânızın kabul olması için helal lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabul olunur? [Şira]

Yine buyurdu ki: (Duânın kabul olması için iki şey gerekir. Duâyı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helaldan olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı duâ kabul olmaz) [Tergibüs-salât]

2- İtikadı düzgün olmalıdır.

Sapıkların, mezhepsizlerin, duâları kabûl olmaz. Hadis-i şerifte, (Bid'at ehlinin duâsı ve ibâdetleri kabûl olmaz.) buyuruldu. Ayet-i kerimenin, duânın tesir edebilmesi için, okuyan ve okunan kimsenin buna inanması ve okuyanın itikadının düzgün olması, Allah rızası için okuması, kul hakkından sakınması, haram yememesi ve karşılığında ücret istememesi şarttır. (İ. Mace)

3- Uyanık kalble ve kabul edileceğine inanarak duâ etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâya, kabul edileceğine tam inanarak duâ ediniz! Biliniz ki, Allahü teâlâ gafil bir kalb ile yapılan duâyı kabul etmez.) [Şira]

4- Duâlarım niçin kabul olmuyor dememelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, duânızı kabul eder. Duâ ettim, hâlâ duâm kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allahtan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buharî]

İstenilen şeyin olmaması, duânın kabûl olmadığını göstermez. Onun için duâya devam etmelidir! Duânın kabûlünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Hadis-i şerifte, (Mümin duâ edince, Allahü teâlâ, Cebraile, "Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!" Facir, [günahkar] duâ edince de "Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir." buyurur.) buyuruldu. Şu hâlde, duânın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.

5- Belâ gelmeden önce çok duâ etmelidir.

Hadis-i şerifde buyuruldu ki: (Sıkıntılı iken duâsının kabul edilmesini isteyen, refah zamanında çok duâ etsin!) [Tirmizî]

Ebu İshak hazretlerinden duâ istediler. Duâ etti. Duâsının kabul edildiğini gören bir talebesi, (Efendim, bu duâyı bana da öğretin, ihtiyaç halinde ben de edeyim) dedi. Üstad da, (Duâmın kabul edilmesinin sebebi, otuz yıldır kıldığım namazlar, ettiğim duâlar ve haram lokmadan sakınmamdır.) buyurdu.

6- Duâya hamd ve salevatla başlamalıdır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra duâ ederken önce Allahü teâlâya layık oldugu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra duâ et!) [Tirmizî]

7- Yalvararak duâ etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gafil olan kalb ile yapılan duâ makbul değildir.) [Tirmizî]

Hz. Davüd zamanında kuraklık oldu. Halk duâ etmek için aralarından üç âlimi seçtiler.

Âlimlerden biri şöyle duâ etti: (Ya Rabbi, Kitabinda kendimize zulmedenleri affetmemizi bildirdin. İşte biz, nefislerimize zulmettik. Senden af diliyoruz. Bizi affet!)

İkinci âlimin duâsı da şöyle: (Ya Rabbi, Kitabında köleleri, azat etmemizi bildirdin. İşte biz kul olarak huzurundayız. Bizleri azat eyle!)

Üçüncü âlim de şöyle duâ etti: (Ya Rabbi, Kitabında, kapimiza gelen saili kovmamamızı, yüz çevirmememizi bildirdin. İşte biz de sail olarak huzurundayız. Senden rahmet istiyoruz. Bizi boş çevirme!)

Duâları kabul olarak rahmet yağdı.

8- Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Çalışmadan duâ eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemî]

9- Günah işlemiyen dil ile dua etmelidir.

Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemiyen dil ile duâ edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı suâl edilince, (Birbirinize duâ edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [Tergibüs-salât]

10- İsm-i azam ve esma-i hüsna ile duâ etmelidir.

Dua niçin kabul olmaz

Dualar Hakkında Bilinmesi Gerekenler

 

Duânın dindeki yeri nedir?


Duâ, Allaha yalvararak muradını istemektir. Allahü teâlâ, duâ edeni sever, duâ etmeyene gadap eder. Duâ müminin silahı, dinin temel direklerinden biridir. Yerleri, gökleri aydınlatan nurdur. Duâ, gelmiş olan belâları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mani olur. Allahü teâlâ, (Bana halis kalb ile duâ ediniz! Böyle duâları kabul ederim) buyurdu. Bunun için, duâ etmek, namaz, oruc gibi ibâdettir. Yine (Bana ibâdet yapmak istemiyenleri, zelil ve hakir yapar, Cehenneme atarım) buyuruyor. (Mümin 60)

Allahü teâlâ, herşeyi sebep ile yaratmakta, nimetlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri def için ve faideli şeyleri vermek için de, duâ etmeği sebep yapmıştır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Duâ, ibâdetin aslı ve özüdür. Allah katında duâdan makbul birşey yoktur. Duâ 70 türlü kazayı önler. Ömrün bereketini artırır.) [Tirmizî]

(Duâ, ibâdetin ta kendisidir.) [Tirmizî]

(Duâ ibâdetin özüdür.) [Tirmizî]

(Duâdan daha makbul ve kıymetli birşey yoktur.) [Tirmizî]

(Duâ eden, üç şeyden hali değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, Yahut ahirette mükâfatını bulur.) [Deylemî]

(Rabbiniz, elbette hayâ ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp birşey istedikleri zaman, onların ellerini boş çevirmekten hayâ eder.) [Ebu Dâvud]

Duânın yapılması mukadderata bağlıdır. Takdirde duâ varsa elbette yapılır. Duânın belâyı önlemesi kaza ve kaderdendir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan duâ, o belâ gelirken korur.) [Şira] İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Duâ, kazayı, belâyı defeder. Hadis-i şerifte (Kaza, ancak ve yalnız duâ ile durdurulur.) buyuruldu. [Tirmizî]

Allahü teâlâ, duâ edenleri, sıhhat ve selamet istiyenleri sever.

Duâ edip de duâsı kabul edilmiyenlere, kıyamet günü Allahü teâlâ, (Bu senin falan zamanda ettiğin duâdır. O duânın yerine sana şu sevabları veriyorum.) buyuracak, o kadar çok sevab verecek ki, o kimse, (Keşke dünyada hiç bir duâm kabul olmasaydı da, bugün onların karşılıklarını görseydim) diyecektir. [T. Gafilin]

GÜNLÜK OKUNAN DUALAR

 

Muhyiddin İbnü'l-Arabi'nin Günlük Duaları'nı içeren 'Haftalık Evrad' geniş bir kesim tarafından yüzyıllardır okunagelmiştir. Günümüzde İbn Arabi'nin eserlerine büyük bir ilgi gözlemlenmektedir. İbn Arabi'nin bu 'Haftalık Evrad' kitabını da bu ilginin doğal bir sonucu olarak insanımıza sunuyoruz. Bu dualar, derin anlamları ve mahiyetleri nedeniyle, Sufi geleneğinde, manevi hayatın gerçek anlamda uygulanmasına bir fırsat ve imkan sağlamaktadır.

İbn Arabi'nin virdleri, gündüz ve gece duaları, daha ziyade yüksek bir anlayış ve derin bir kavrayış gerektirmektedir. İnsan bu duaları okurken kendini varoluşun tam ortasında hissedebilir. Çünkü İbn Arabi'ye göre, kürreden zerreye her varlık, her an Allah'ı zikretmekte, O'dan maddi ve manevi rızık istemekte ve onu almaktadır.

7 Gün 14 Dua (İbnü'l Arabi)

 

"Bu duaların” çok büyük faydalar sağlayacağına şüphesiz inanmalarını yani hulûs-û kalb sahibi olmalarını, halis samimi niyet etmelerini (Allah için okumalarını), abdestli olmalarını, kıbleye yönelerek, belli vakitlerde özellikle de duaların manaları üzerinde tefekkür ederek, içtenlikle ihlasla okumalarını söylemişlerdir.

(fetih dağında halvette bulunduğum sırada heybetli iki şeyh bana göründü. Biri dedi ki: Bunu benden bütün sadık taliplere ve bütün muvafık müritlere rivayet et.)


PAZARTESİ Gündüz Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
Allah’ım! Senden nur ve hidayet, uymada edep istiyorum.

Nefsimin şerrinden ve beni senden koparan her koparıcının şerrinden sana sığınırım. İlahlar yoktur ancak Sen varsın. Nefsimi şüphelerden, kötü ahlaktan, maddi hazlardan, gafletlerden arındır. Beni, her durumda sana itaat eden bir kul eyle.

Ey bilen! Bana ilminden öğret. Ey hüküm ve hikmet sahibi! Beni hüküm ve hikmetinle destekle. Ey işiten! Bana kendinden duyur. Ey gören! Bana nimetlerini göster. Ey her şeyden haberdar! Bana kendini anlat. Ey diri! Beni zikrinle dirilt. Ey irade sahibi! Kudretin ve azametinle irademi arındır.

Muhakkak senin her şeye gücün yeter. Allah’ım! Senden tedbir sahibi bir lahut, musahhar
kılınmış bir nasut, etkili, külli, mücmeli ve mufassalı tasvir ve takdirde kuşatan bir akıl istiyorum.
İlahi! İdrak edilmeyen, terk edilmeyen zatınla, beraberlik vehmedenin şirke gireceği tekliğinle, ezeliliğinde başkasının varlığını zannedenin iftira ettiği, ihlas nizamından ayrılacağı kuşatıcılığınla senden istiyorum.

Ey kadimliğiyle beraber olmayan şeylerin kendisinden tenzih edilen! Ey ihatası ve azametiyle her şeyi takdir eden! Ey varlık nurunu adem zulmetinden çıkaran! Ey kalemine yerleştirdiği ilmiyle feleklerin şahıslarını tasvir eden! Ey hikmetlerinin sırlarıyla hükümlerini uygulayan! Uzak olanın yakın olandan yardım istemesi gibi sana sesleniyorum.

Sevenin sevgilisini istemesi gibi seni istiyorum. Muhtaç olanın icabet edenden dilenmesi gibi senden istiyorum. Allah’ım! Senden gayp perdelerinin kaldırılmasını, vehim ve şüphe sarığının çözülmesini istiyorum. Allah’ım! Beni, zorunlu bir hayat bahşederek kendinle dirilt. Bana, malumatların sırlarını kuşatan bir ilim öğret kendinden.

Kudretinle bana cenneti, arşı ve zatı aç. Sıfatların nurları altında beni sil. Beni düğümleyen tüm bağlardan lütfunla kurtar. Sen münezzehsin. Apaydınlık bir tenzih. Sonradan olmalık özelliklerinden ve eksiklik sıfatlarından berilik bir kutsilik sahibisin ki, yergi şüphelerinden ve reddedilme gereklerinden uzaksın. Sen münezzehsin. Sana ulaşmak isteyenlerin tümü, seninle olmaksızın sana ulaşmaktan acizdir. Sen münezzehsin, senin kim olduğunu senden
başkası bilemez.

Sen münezzehsin, yüceliğine rağmen ne kadar da yakınsın. Allah’ım! Bana hamd elbisesini giydir, izzet ridasıyla üzerimi ört, başıma celal ve ululuk tacını geçir. Şaka ve ciddiyet zatlarının sıfatlarından beni arındır. Sayı ve sınır karşıtlarından, farklılık ve eksiklik içinde olmaktan lütfunla
beni kurtar.

İlahi! Seninle yok olmam varlığını aynı, seninle baka bulmam yokluğun aynıdır. Seninle yok oluşumu gerçekleştirmek suretiyle seninle beraber varlığımı vehmetme mekanından uzaklaştır beni. Sende yok etmek suretiyle beni derle, topla. Senden başka ilah yoktur. Benzerden, benzerlikten münezzehsin. Senden başka ilah yoktur, denk olmaktan münezzehsin sen yüceler yücesisin. Senden başka ilah yoktur, yardımcı ve danışmandan müstağnisin. Senden başka ilah yoktur. Ey Ahad! Ey samed! Senden başka ilah yoktur, varlık seninledir ve secdeler sanadır. Sen Hak mabudsun. Benden sana sığınırım ve kendimden zeval bulmayı istiyorum senden. Seni uzaklaştıran, beni yakınlaştıran, seni ululayan ve beni gizleyen bir takiyyeden dolayı senden bağışlanma diliyorum. Alçaltan, yükselten, yoktan, örneksiz var eden, kesen, ayıran ve toplayan sensin.

Ey alçaltan! Ey yükselten! Ey yoktan, benzersiz var eden! Ey kesen! Ey ayıran! Ey toplayan! Sana sığınıyorum. Sana sığınıyorum. Senden yardım istiyorum, senden yardım istiyorum. Ey sığınağım! Ey sığınağım! Kurtar! Kurtar! Beni himayene al! Beni himayene al. Ey kurtuluşumun sebebi ve sığınağım! Senden istediğim şeyleri isterken, ilk varlığın öncüsünü, en mükemmel nuru, en üstün hayatın ruhunu, ezeli rahmetin yayıcısını. En ulu ahlakın semasını, ruh ve fazilet öncüsünü, suret ve gönderiliş hatemini, hadiyat ve beyanla gönderileni, ilim, temkin ve eman rahmetini,

Muhammed Mustafa’yı, seçilmiş Rasulu, razı olunmuş safiyi, önder Nebiyi vesile kılıyorum.
Allah’ım! Ona, ehlibeytine, ashabına kıyamet gününe kadar salât ve selam et. Alemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun.



PAZARTESİ Gece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
İlâhi! İlmin her malumu kuşatmıştır. Haberdarlığın her anlaşılanın batınını ihata etmiştir. Yüceliğinde din gününe kadar her zemm edilenden münezzehsin. Alemlerin rabbi
olan Allah’a hamdolsun.

Himmetler sana yükselir. Sözler sana çıkar. Sen ululuğunda aşkınsın. Sana yükselişlerimizin en yakını tenezzüldür ve sen yüceliğinde erişilmezsin. Sana karşı takındığımız en şerefli ahlak zelilliktir. Her batında ve zahirde zuhur ettin. Her evvelden ve ahirden sonra daima varsın.
Sen münezzehsin. İlahlar yoktur. Ancak sen varsın. Senden başka ilah yoktur. Alınlar senin azametine secde eder.

Dudaklar senin zikrinle nimetlenir. Her özlem sahibinin yükseldiği en büyük isminle senden istiyorum. Dile getirilen her isteğin kabulü de ondandır. Bana bir sır ver ki yüksek himmetler onu bende arasın. Onurlu nefisler ondan dolayı bana uysun.

Rabbim! Senden istiyorum ki, sana yükseliş merdivenimi tenezzül, sana miracımı boyun eğiş ve zelillik kılasın. Beni nurundan bir örtüyle bürü. Böylece her örtülü bana açılsın. Beni de her kıskanandan ve gururludan perdelesin. Bana öyle bir ahlak ver ki bütün mahlukatı kucaklayayım onunla. Onunla her hakkı vereyim. Tıpkı senin her şeyi rahmet ve ilimle bürümen gibi. Senden başka ilah yoktur. Ey daima diri ve her şeye egemen olan! Rabbim! Beni rablığının lütfu ile terbiye et. Bir terbiye ki beni sana muhtaç bıraksın ve ebediyen senden müstağni kılmasın. Beni inayet gözüyle murakabe et ki bana nefsim itibariyle kötülükle ilişmek isteyen veya vaktimi ve duygumu bulandıran veya levhte bana bir satır yazmak isteyen herkesten korusun. Beni seninle ünsiyet kurma rahatlığıyla rızıklandır. Beni sana yakınlık makamına yükselt.

Ruhumu zikrinle huzura kavuştur. Beni sana umut bağlamak ve senden korkmak arasında gidip gelen yap. Bana rıza gömleğini giydir. Beni kabul mekanlarına girdir. Senin içinde
senden bana bir rahmet bahşet. Onunla dağınıklığım derlensin, eksiklerim tamamlansın. Eğriliklerim doğrulsun. Kaçaklarım geri gelsin. Şaşkınlarım yolunu bulsun. Çünkü sen her şeyin Rabbi; terbiye edicisisin. Zatlara rahmet ettin, dereceleri yükselttin. Sana yakınlık ruhların rahatıdır, sevincin reyhanıdır. Rahata eren herkesin dinlencesidir. Ey terbiye edenlerin Rabbi! Boyunları emrine ram eden! Azabı gideren. Sen yücesin. Rahmetin ve ilminle her şeyi kuşattın. Şefkatin ve hilminle günahları bağışladın. Sen çok bağışlayansın, Rahimsin, Halimsin, Alimsin, Alâsın, yüceler yücesisin, azamet sahibisin, ulusun.

Allah’ın salât ve selamı efendimiz Muhammed’in, Onun ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun


SALI Gündüz Duası

Bismillâhirrahmânirrahîym
Rabbim! Beni tekliğinin denizinin derinliğine, birliğinin kabaran dalgalarına sok. Ferdaniyetinin, egemenliğinin, satvetinin kuvvetiyle beni güçlendir ki rahmetinin genişliğinin fezasına yüzümde rahmetinin izinden kaynaklanan yakınlık yıldırımları parlayarak çıkayım. Heybetinle heybet kazanayım. Kuvvetinle kuvvetleneyim. İzzetinle galip geleyim. İnayetinle gözetileyim. Azametinle aziz olayım.

Öğretmen ve tezkiyenle ikrama nail olmuş üstün olayım. İzzet ve kabul hilatini üzerime giydir. Vuslat ve kavuşma yollarını bana kolaylaştır. Keramet ve vakar tacını başıma geçir. Dünya yurdunda ve sürekli kalış yurdunda benimle sevdiklerini kaynaştır. İsminin nurundan bana öyle bir satvet bahşet ki kalpler ve ruhlar peşimden gelsin. Nefisler ve bedenler önümde boyun eğsin.

Ey, zorbaların önünde boyun eğdiği! Huzurunda kisraların eğildiği! Ey dünya ve ahiret hükümdarı! Senden sadece sana sığınılır, senden sadece seninle kurtulunur. Yardım ancak sendendir. Sadece sana güvenilir. Hasetçilerin tuzağını benden uzaklaştır ve inatçıların kötülüklerinin karanlıklarını.

Ey kerem sahiplerinin en kerimi! Beni izzetinin gölgesinde himaye et. İlahi! Senin rızanı elde etme hususunda zahirimi destekle. Senin fiillerinin yollarına muttali olmam için kalbimi
ve sırrımı nurlandır. İlahi! Efendim! Senden umduğunu bulmadan kapından nasıl alıkonabilirim; oysa ben sana güvenerek kapına geldim. Senin kapında bağışından nasıl ümidimi kesebilirim ki, benden sana dua etmemi isteyen sensin! İşte ben senin kulunum, sana yöneldim, sığındım. Beni düşmanlarımdan uzak tut. Tıpkı doğu ile batıyı birbirinden uzaklaştırdığın gibi. Onların gözlerini al, ayaklarını kaydır, kutsiyetinin nuruyla, ululuğunun celaliyle onları benden alıkoy. Çünkü görkemli nimetleri verensin, bağışlayansın, ikram edensin. Kutsiyetinin ve ululuğunun celaliyle beni koru. Çünkü sen kendisinden başka ilah olmayansın. Sen birsin, ortağın yoktur. Şahitlik ederiz ki Muhammed senin kulun, Rasulun, safin ve halilindir. Şefkat ve rahmet lütuflarıyla sana münacat edenlerin dostudur.

Ey daima diri, ey her şeye egemen olan! İrfan ve ilim sırlarının üzerindeki perdeyi kaldır.
Allah’ın salât ve selamı efendimiz Muhammed’in,ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun.
Senin izzet sahibi rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. Gönderilen bütün Rasullere selam olsun. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.



SALI Gece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
İlahi! Senin baskının şiddetli, yakalaman elem vericidir. Kahrın azimdir. Zıtlardan ve eşlerden yücesin. Eş ve çocuktan münezzehsin. Düşmanları kahretmek, zorbaları ezmek senin şanındır. Dilediğine tuzak kurarsın, sen tuzak kuranların en iyisisin. Kimi perçemlerden yakalayıp müstahkem kalelerden çıkardığın, düşmanların yüreklerine korku saldığın, bedbahtları mutsuz kıldığın ismin hakkı için senden istiyorum. Şiddetle yakalan isminin kullarından birini bana yardım olarak gönder ki benim cüzi ve külli kuvvetlerime sirayet etsin, böylece istediğimi yapabileyim.

Hiçbir zalimin zulmü bana ilişmesin, hiçbir zorba zulümle beni korkutmasın. Öfkemi senin için, seninle ve senin öfkenle birlik kıl. Düşmanlarımın yüzünü ört, onları oldukları yerde başka varlıklara döndür. Kalplerini bağla. Benimle onlar arasına bir sur çek. Bu surun bir kapısı olsun. İçi rahmet, dışı ise yönelenlere azap olsun. Çünkü senin baskının şiddetli ve yakalaman elem vericidir.

“Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Muhakkak onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!” Rabbim! Beni seninle müstağni kıl ki, senden başkasına muhtaç olmayayım. Bana öyle bir zenginlik ver ki hiçbir
hazza ihtiyaç duymayayım. Beni her mahlukun zahirine veya batınına çağıran bir şeye meyletmeyeyim. Beni kolaylaştırılmışlığın en son noktasına ulaştır. Beni sidre-i münteha’ma vardır. Varlığın devirselliğine, seyrin küreselliğine şahit kıl, ta ki tenzilin sonlara gelişinin, başlangıçlara dönüşünün sırrını göreyim. Ki kelam kesilsin, “lam”ın hareketi dursun, benden “gayn”ın noktası düşsün, bir ikiye dönsün. Allah’ım! Bir çok velin için kolaylaştırdığın sırrınla benim için de kolaylaştır. Öyle bir kolaylaştırma ki, müstağniliğimin bulutunu dağıtsın.

Bunların tümünde parıldayan bir nurla beni destekle. Bu nur cinlerden ve insanlardan her hasetçinin gözünü kamaştırsın. Bana her makama galip gelme melekesini bahşet. Beni senden başkasından müstağni kıl. Ki sana muhtaçlığım sabit olsun. Çünkü Gani ve övgüye
layık olan Hamid sensin. Veli, ulu, kerem sahibi ve doğrultan sensin.

Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e, ehlibeytine ve tüm ashabına salât ve selam et.



ÇARŞAMBA Gündüz Duası


Bismillahirrahmanirrahîym
Rabbim! Kutsiyetinin nurlarını müşahede etmekle beni onurlandır. Ünsiyetinin hakimiyet satvetinin zuhuruyla beni destekle. Ki isimlerinin marifet parıldayışları içinde yüzeyim. Bir yüzüş ki, şühud alemlerinde varlığımın zerrelerinin sırlarına muttali olayım, onunla mülk ve melekut alemlerine yerleştirdiğin hakikatleri göreyim. Kudretinin sırrının lahut ve nasut müşahedelerine sirayet edişine tanık olayım. Bana eksiksiz bir marifet ve genel bir hikmet ver ki, varlıkların içine
yayılmış malumatların inceliklerinin bütün kıvrımlarını, derinliklerini bileyim. Onunla, ayetlerin hakikatlerini idrak etmeye engel olan varlık karanlıklarını savayım. Muhabbet, sevgi, meveddet, doğruluk ve rüşt teşvikleriyle kalpler ve ruhlar üzerinde tasarrufta bulunayım. Çünkü seven, sevilen, isteyen ve istenen sensin. Ey kalpleri çekip çeviren! Ey sıkıntıları gideren! Sen en gizli gaipleri bilensin, kusurları çokça örtensin, günahları çokça bağışlayansın. Ey hep bağışlayan ve ey daima kusurları örten! Ey bağışlayan! Ey örten! Ey koruyan! Ey vefa eden! Ey savunan! Ey ihsan eden! Ey acıyan! Ey şefkat eden! Ey Latif! Ey Aziz! Ey selamet bahşeden Selam! Beni bağışla, günahlarımı ört, beni koru, beni muhafaza et, günahları, kötülükleri benden sav, bana ihsan et, bana acı, bana lütfet, beni aziz kıl ve bana selamet bahşet. Çirkin fiillerimden dolayı beni sorgulama, kötü amellerimden ötürü beni cezalandırma, en kısa zamanda eksiksiz lütfünla, genel rahmetinin kurtarıcılığıyla imdadıma yetiş. Beni senden başka hiç kimseye muhtaç etme. Bana sıhhat ver, beni affet, bütün işlerimi, hallerimi ıslah et. Senden başka ilah yoktur. Sen münezzehsin. Kuşkusuz ben zalimlerden oldum. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.

Allah’ın salat ve selamı efendimiz Muhammed’in, onun ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun. Alemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun .



ÇARŞAMBA Gece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
İlahi! Senin ismin bütün isimlerin efendisidir. Arzın ve semanın melekutu senin elindedir. Sen her şeyin üzerinde kaimsin. O, her şeyin üzerindedir. Müstağnilik senin için sabittir. Senden başka, o ve ben olarak her şey senin kutsal cömertliğinin feyzine muhtaçtır. Yaratma ve emrin bütün karşıtlarını ve ayrılarını cem ettiğin, bütün zahirlerin gaybını ikame ettiğin, bütün gaiplerin görünenlerini izhar ettiğin ismin hakkı için senden istiyorum. Bana öyle bir samedanilik bahşet ki onunla kudretinin muharrikini durdurayım, böylece içimdeki bütün sakinler harekete geçsin. İçimde bütün hareketliler de sakin olsun. Kendimi bütün yönelenlerin kıblesi, bütün dağınıkların derleyicisi bulayım. İsmin hakkı için ki yüzümü ona yönelttim, onun yanında irademi ve sözümü savurdum. Herkes benden bir kap eksiksiz hidayet alsın. O, yegane imam Muhammed Mustafa’nın hidayetidir. Eğer o olmasaydı, bu varlık olmazdı.-(bu kısım üç kere okunacak)-

Musa’nın (a.s) benliğini iktibas etsin benden herkes. Ey O olan! Ey O! O, ne Odur ne de ben. Bütün görünenlerin hakikatini kuşatan bin gaipten kaynaklanan ismin hakkı için senden istiyorum. Her çok’un birliğini her hakkın içinde ve her hakikatin zahirinde bütün birlerin çokluğunu, sonra zahirin ve batının birliğini bana göster, ki zahirin gaybi ve batının gizliliği benden saklanmasın. Ey her şeyin melekutu elinde olan! Bana küllü göster. Sen sensin.
Sen Allah de, sonra da onları oyunlarıyla baş başa bırak…Elif. Lam. Mim. Allah, O’ndan başka ilah yoktur. O daima diridir, her şeyin üzerinde kaimdir.

Efendim! Selam üzerine olsun. Sen benim efendimsin. Benim gizlim de açığım da senin yanında birdir. Benim seslenişimi duyarsın ve dualarıma icabet edersin. Nurunla benim zulmetimi sildin. Benim ölümü hayatınla dirilttin. Sen benim rabbimsin, kulağım, gözüm ve kalbim senin elindedir. Sen benim her şeyimin sahibisin. Aşağılığımı şereflendirdin, değerimi yükselttin, şanımı yücelttin. Nurların nuru, sırların açıcısı, ömürlerin bahşedicisi, perdelerin kaldırıcısı sen yücesin. Celalinin ululuğunda sonradan olma varlıkların özelliklerinden berisin. Kemalinin mertebesi eksikliklerin, ayıpların ve şehvetlerin yol bulmasına kapalı olacak kadar yücedir. Zatının şühuduyla arzlar ve semalar nurlandı. En yüce ululuk, en geniş cennetler ve en ulaşılmaz üstünlük senindir. Münezzehtir, beridir rabbimiz ve meleklerin ve ruhun rabbidir. Karanlık dehlizleri, gizli cevherleri aydınlatan, heyuli denizde boğulanları kurtarandır. Çöken karanlıktan, göz diken hasetçiden sana sığınırım.

Ey benim padişahım! Sana sesleniyorum, kırık, senin işittiğini bilen, senin icabet ettiğine inanan bir kul olarak sana yalvarıyorum. Muhtaç ve zor durumdaki biri olarak kapında durdum, senden başka da vekil bulamıyorum. İlahi! Hayırları bahşettiğin, bereketleri indirdiğin ve şükür
ehline fazlalıkları lütfettiğin, kullarını karanlıklardan çıkardığın, şirk ve alçaklık ehlini gazaba uğrattığın ismin hakkı için senden istiyorum: nurlarının giysilerini üzerime geçir. Ki düşmanların zarar veren bakışlarını, eksilten ellerini benden alıkoysun. Senden payıma aydınlanma ver ki her
gizli şey benim için açığa çıksın. Her yüce sırrı benim için belirginleştirsin. Azdıran her şeytanı da yaksın. Ey nurun nuru! Her örtülüyü açan! Bütün işlerin dönüşü sanadır. Bütün kötülükler seninle savılır.

Ey Rab! Ey Rahim! Ey Gafur!
Allah’ın salât ve selamı efendimiz Muhammed’in, ehlibeytinin ve ashabının üzerine olsun



PERŞEMBE Gündüz Duası

Bismillahirrahmanirrahîym

İlahi! Sen zatınla kaimsin. Sıfatlarınla ihata edensin. İsimlerinle tecelli edensin. Fiillerinle zahirsin. Senden başka kimsenin bilmediğiyle batınsın. Celalinde Teksin. Sen Bir (Vahid) ve Tek (Ahad) olansın. Ezel ve ebedde baki olmanla yeganesin. Sen sensin, sendeki vahdaniyetin içinde yeğaneliğinle Allah’sın. Seninle beraber senden başkası, senin içinde senden gayrısı yoktur. Allah’ım! Senden, senin bekan içinde fena bulma, seninle beka bulma istiyorum, seninle beraber değil. Senden başka ilah yoktur. İlahi! Beni huzurunda gayb et, varlığında yok et, şühudunda helak et. Beni senden koparan engellerle beni ayır. Beni seninle öyle meşgul kıl ki, beni senden alıkoyan her şeyden uzak olayım. Senden başka ilah yoktur. İlahi! Sen gerçek varlıksın, ben ise asıl yokum. Senin bekan bizzat, benim bekam ise arazdır. İlahi! Hak varlığınla asıl yokluğuma cömert bağışta bulun ki, olmadığım zamanki gibi olayım ve sen de hep olduğun gibisin. Senden başka ilah yoktur. İlahi! Sen istediğini yapansın. Bense senin kullarının
içinde bir kulum. İlahi! Beni irade ettin ve benden irade ettin.

Ben irade edilenim ve sen de irade edensin. Benden muradın sen ol ki istenen sen, isteyen de ben olayım. Senden başka ilah yoktur. İlahi! Sen her gaipte batınsın, her aynde zahirsin. Doğru
ve yalan her haberde işitilensin. Bir ve iki mertebesinde bilinensin. Nüzul isimleriyle adlandın. Gözlerin kırpılmasından perdelendin. Akılların idraklerinden gizlendin. İlahi! Sıfat tecellileri hususiyetleriyle tecelli ettin. Böylece varlıkların mertebeleri çeşitlendi. İsimlenenlerin hakikatlerinin tüm mertebelerinde yüceldin. Bilinenlerin gaybi hakikatlerinin inceliklerine akıl şahitlerini belirledin. İlahi marifetler meydanına ruhların öne geçenlerini saldın. Böylece rabbani
lütüflarının işaretleri karşısında önce şaşırdılar, sonra donakaldılar; onları küllilikten ve cüzilikten kaybettiğin, benlikten ve neredelikten naklettiğin, kemiyet ve mahiyetten sıyırdığın, zati irfanlarla belirsizlik marifetlerini öğrettiğin, ilahi makamlarda rabbani mütalaları serbest bıraktığın, “gayn” perdesinin kaldırılışı esnasında aradaki mesafeyi kaldırdığın zaman , “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” akışı içinde kadim düzenle düzene girdiler. İlahi! Kaç seslenenin içinde nice kere sana seslendim ve seslenene seslenen sensin. Yalvaranların münacatları içinde kaç kere sana münacat ettim ve münacat edene münacat edensin. İlahi! Vuslat ayrılığın aynısı, yakınlık uzaklığın kendisi, ilim cehaletin yeri, marifet inkarın karargahı ise, o zaman yönelme nasıl olacak ve yol nereden bulunacak! İlahi! Sen her kast edenin ötesindeki matlupsun. İnkarın içindeki ikrarsın. Ayrılık ve uzaklığın içindeki yakınlığın yakınısın. Vehim anlayışı istila etmiştir. Mutlu eden kimdir? Kimdir yardımcı olan? Güzellik,
sensin, diyor.

Çirkinlik, her şeyi güzel yaratana sesleniyor. Birincisi gayedir; seyir onun yanında durur. İkincisi,
başkasının vehmedilmesi hükmüyle perdedir. İlahi! Akıl ne zaman engellerin bağlarından kurtulacak, fikir mülahazaları ne zaman en güzelin güzelliklerini hakikatler gözünde seyredecek? Anlayış ne zaman iftira temelinden ayrılacak ve vehim ne vakit şirkin ortaklık bağlarından çözülecek? Düşünce ne zaman ayrılıkların farkından azat olacak? Güzel nefis ne zaman çürümüş ahlaktan, halkın huylarından arınacak? İlahi! İbadetler sana yarar sağlamaz, günahlar da sana zarar vermez. Kalplerin ve perçemlerin melekutunun saltanatı senin kahır elindedir.

Bütün işlerin dönüşü sanadır. İbadet edenin ve günah işleyenin bir dahli yoktur. İlahi! Bir iş seni başka bir işten alıkoymaz. İlahi! Zorunluluk seni ablukaya almaz ve mümkünlük seni sınırlandırmaz. Müphemlik seni perdelemez. Beyan da seni izah etmez. İlahi! Tercih edilmen delille olmaz, haklı olman burhanla değildir. İlahi! Sen ebedsin, ezelsin; bu ikisi senin için birdir.
İlahi! Sen nesin, ben neyim, O (huve) nedir ve O (hiye) nedir? İlahi! Çoklukta mı seni arayayım, yoksa birlikte mi? Süre ile mi bekleyeyim seni, yoksa müddet ile mi? Oysa sen olmadan kulun bir hazırlığı da dayanağı da olmaz. İlahi! Bekam bulmam sen de fena bulmam iledir, yoksa
senin içinde mi ya da seninle mi? Yokluğum da aynı şekilde seninle tahakkuk eder. Yoksa benimle vehmedilen midir? Ya da tersi mi geçerlidir? Yoksa bu ortak bir durum mudur? Sen
de beka bulmam da öyle. İlahi! Suskunluğum bir muhafızdır ki sessizliğimi gerektirir. Sözlerim de sessizliktir ki dilsizliğimi ve her şeyde hayreti gerektirir. Oysa hayret yoktur. Allah’ın adıyla. Allah bana yeter. Allah’ın adıyla. Allah ile. Allah’ın adıyla. Allah’ın adıyla Allah’a tevekkül ettim.
Allah’tan Allah’ın adıyla istedim. Yüce ve azamet sahibi

Allah’tan başka güç ve kudret yoktur. Rabbimiz! Sana tevekkül ettik. Sana yöneldik ve dönüş
sanadır. Allah’ım! Senden emrinin sırrını, kadrinin azametini, ilminin ihatasını, iradenin özelliklerini, kudretinin tesirini, görmenin ve işitmenin nüfuzunu, hayatının kayyımlığını, zatının ve sıfatlarının vacipliğini istiyorum.

Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah! Ey Evvel! Ey Ahir! Ey Zahir!
Ey Batın! Ey Nur! Ey Hak! Ey Mübin!

Allah’ım! sırrımı vahdaniyetinin sırlarına has kıl. Ruhumu sıfatlarının tecellilerinin kutsiyetiyle arındır. Kalbimi ilahlığının marifetlerinin temizliğiyle temizle. Allah’ım! Aklıma ledünlüğünün ilimlerini öğret. Nefsimi Rablığının ahlakıyla ahlaklandır. Hissimi nuraniliğinin huzurunun nurlarının yardımıyla destekle. Cismaniyetimin cevherlerinin hülasasını tabiat kayıtlarından, maddenin yoğunluğundan, mekan ve kevnin sınırlarından kurtar.

Allah’ım! Beni yaratılışımın ve ahlakımın derekelerinden hakkının ve hakikatinin derecelerine yükselt. Sen benim velimsin, dostumsun. Ölümüm ve hayatım seninledir. Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım isteriz. Allah’ım! Bana öyle bir nazar kıl ki, onunla bütün tavırlarımı düzenle, sırlarımın seciyesini temizle. Fikirlerimin ruhlarını mele-i alaya yükselt. Onunla nurlarımın gücünü destekle.

Allah’ım! Beni bütün mahlukatından gaip kıl. Beni hakkın için kendinde cem et. Beni farklılığın alemlerinde emrinin tasarruflarını müşahede etmekle koru. Allah’ım! Sana tevessül ettim. Sana yöneldim. Senden ve senin için istedim. Hiçbir şeyde senden başkasını arzu etmedim. Senden başkasını istemem ve senden sadece seni isterim. Allah’ım! Bunun kabul edilmesi için en büyük vesileye, en büyük fazilete, en yakın sevgiliye, veliye, dosta Muhammed Mustafa’ya, razı olunmuş safiye, seçilmiş Nebiye (Allah’ın salât ve selamı üzerine olsun) tevessül ediyorum.

Onun vesilesiyle senden, ona ebedi, daimi, kayyumi, ilahi ve rabbani salâtını iletmeni istiyorum. Öyle ki bunda Onun kemalinin aynını göster, zatının marifetlerinin aynında beni yok et. Onun ehlibeytine ve ashabına da salât ve selam olsun. Buna dair hükümranlık senin elindedir. Yüce ve azamet sahibi Allah’tan başka güç ve kudret yoktur. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.



PERŞEMBEGece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
Efendim! Sen sebeplerin müsebbibi ve tertip edip düzenleyenisin. Kalpler üzerinde tasarruf edip döndürensin. İlk sebeplerin tertibini ve en yukarı olanların en aşağı olanlara tesirini gerektiren hikmetin hakkı için senden istiyorum: sebeplerin yükseliş ve iniş tertiplerini bana göster ki batın olanlarını açık bir müşahede ile, ilk olanlarını son olanların aynında göreyim. Tertip edeni, sebeplerin sebebini, müsebbipten evvel olanı müşahede etmekle tertibin hikmetini düşüneyim. “Gayn” yüzünden “Ayn”ın aynından perdelenmeyeyim. İlahi! Marifetler mağarasının anahtarı olan izni bana bahşet ki, her yazılı nakşı açtığın Bedi isminle bütün başlangıçlara varayım. Ey bütün büyüklerin isimlerinin yüceliği karşısında boyun eğdiği! Her şey seninle vardır; ama sen bizimle var değilsin. Sen her şeyin örneksiz yoktan var edicisisin. Ey Rabbim! Her başlangıç için sana hamdolsun. Ey her sondan sonra baki kalan, sana şükürler olsun. Sen her hayra yönlendirensin, bütün batınların batınısın, şeylerin sonlarına ulaşansın. Alemler için rızkı yayansın. Allah’ım!

Bana bereket ver ve başkaları içinde üzerime bereket yağdır. Muhammed’e ve bütün ehlibeytine ve İbrahim’e bereket verdiğin gibi. Her şey sendendir ve sana yöneliktir. O, Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyladır. Ey semavatın ve arzın örneksiz yoktan var edicisi! O bir şeyin olmasına hükmettiği zaman, ona sadece “OL” der, hemen oluverir.

İlahi! Sen her değişmezden önce sabit olansın. Her susandan ve konuşandan sonra baki olansın. Senden başka ilah yoktur. Senden başka hakiki varlık yoktur. Büyüklük, ceberut, azamet ve melekut sana aittir. Zorbaları kahredersin, zalimlerin tuzaklarını başlarına geçirirsin, mülhitlerin birliğini dağıtırsın, büyüklenenlerin boyunlarını eğersin.

Ey her galibe galip gelen! Ey her kaçanı yakalayan! Senden istiyorum: Büyüklüğünün ridasını bana giydir, azametinin hırkasını üzerime geçir. Beni heybetinin gölgelerine al. Bunların ötesinde olan bütün şeyleri senden başkası bilemez. Bana heybetinden öyle bir heybet bahşet ki, kalpler ona boyun eğsin, gözler onun karşısında korkuya kapılsın. Beni her inatçı zorbanın, her azgın şeytanın perçeminden yakalayacak güce kavuştur. Hepsinin perçemi senin elindedir. Bütün bunlar olurken kulluk acizliğinin bende baki kalmasını sağla. Beni kaymalardan, sürçmelerden ve hatalardan koru. Söz ve amelde beni destekle. Sen sensin. Kalpleri sağlam tutan ve sıkıntıları giderensin. Senden başka ilah yoktur. Allah’ın salât ve selamı Muhammed’in ve bütün ehlibeytinin üzerine olsun.


CUMA Gündüz Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
Rabbim! Beni marifet merdivenlerinde yükselt. Beni hakikat sırlarının kıvrımları arasında dolaştır. Beni korumanın çardakları altında, sırrının gizliliği içinde, celalinin parıldayışlarına yaraşmayan düşüncelerin varit olmasından perdele.

Rabbim! Her şeyde beni kendinle kaim kıl. Her eksik ve aşağıda bana lütfunu göster. Tevhid meydanı fezasında basiretimi aç ki her şey’in seninle kaim olduğunu öyle bir şekilde göreyim ki, gözlerim başka hiçbir mevcuda bakmasın. Ey fazilet ve cömertlik sahibi! Rabbim! Kutsal Zat elifinin tecrit denizinden üzerime lütuf yağdır, ki idrakimi bağlayan bütün ilişkilerim kopsun. İsteklerimin kapısı gerimde kalsın. Zatının gaybının melekutundan külli ve belirgin noktasının heyulasını üzerime aç ki burada eksiklik ve ayıptan korunmuş kevn harfleri karşısında kendimde güç bulayım.

Ey her şeyi ilim ve rahmet olarak kuşatan! Ey alemlerin Rabbi!... Rabbim! Benim dışımı ve içimi başkası kirinden, tavırlarda çakılıp kalmaktan kutsiyetinin zuhuru feyziyle temizle. Ünsiyetinin parıldayışlarının müşahedesiyle beni onlardan gizle. Beni eşyanın hakikatine ve şekillerin inceliklerine muttalî kıl. Bütün alemlerde varlıkların açık tevhidi dile getirişlerini bana işittir. Aynamı celalin ve kahrının isimlerinin cevherlerinin tecellisine elverişli kıl. Ki insanlardan ve cinlerden bir zorbanın gözü bana iliştiği zaman, bu cevherin şuası ona yansısın, nefsi emmaresini yaksın ve onu zelil olarak gerisin geri çevirsin. Gözleri umutsuzca, bezmiş olarak benden uzaklaşsın.

Ey yüzlerin yöneldiği, boyunların emrine girdiği! Ey Rablerin Rabbi! Rabbim! Beni engellerden uzak tut. Beni yakınlığının düşüncelerinden alıkoyan engellerden sıfatlarının nurlarının galip gelişinden sıfatlarıma uygun bir giysi giydir. Zatının nurlarının parıldayışlarından birinin tecellisiyle tabiatımın ve beşeriyetimin karanlığın yok et. Bana meleklere özgü bir kuvvet ver. Onunla beni istila eden aşağılık tabiatları ve çirkin ahlakları kahredeyim, ezeyim. Fikrimin levhinden kevnlerin şekillerini sileyim. İnayetinin eliyle fikrimin levhine ezeli ve “Kef” ile “Nun” arasında saklanan yakınlığının erişilmezlik sırrını yerleştir.

“Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir. Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.” Ey nurun nuru! Ey her şeye fazlının feyzinden damlalar bahşeden! Ey samed! Ey Kuddus! Ey Kahhar! Ey Hafız! Ey Latif! Ey alemlerin Rabbi!

Allah’ın salât ve selamı efendimiz Muhammed’in, ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun



CUMA Gece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym

İlahi! Bütün ulvi babalar senin kulcağızlarındır. Sen mutlak Rabsin. Bütün zıtları cem ettin. Celal ve cemal sahibisin. Zatınla haşmetinin sonu yoktur. Çünkü senin şühudunun sınırı yoktur. Sen bizim müşahedelerimizden ulusun. Kusursuz kemal sahibisin, seni vasfetmemizden daha yüksek cemale sahipsin. Celalinde sonradan olma varlıkların özelliklerinden yücesin. Ulu cemalin şehvetlere meyletme badiresine düşmekten münezzehtir. Karşıtları birleştirdiğin sırrın hakkı için senden, ayrı işlerimi birleştirmeni istiyorum. Öyle ki varlığının birliğini bana göstersin. Cemalin ridasını giydir bana. Başıma celalin tacını geçir. Böylece beşeri nefisleri ona boyun eğsin. Dik başlı kalpler bana uysun. En kutsal sırlar önüme serilsin. Katında kadrimi yücelt; bu sayede bütün büyüklenenler benim yanımda alçalsın. Üstünlük taslayanlar benim karşımda zelil olsun. Perçemimden tutup kendine çek. Ruh sahibi olup perçemi senin elinde olan her canlının perçemini elime ver. Halkın ve emrinde bana doğru bir lisan ver. Beni kendinle doldur, karanda ve denizinde beni koru. Halkı zalim olan tabiat köyünden beni çıkar. Beni varlıkların rızıklarından azat et. Bana katından bir burhan ver; bana güven versin. Senden başkasının bana hakim olmasına, güç yetirmesine izin verme. Zenginliğimin her istenende sana muhtaçlıkta
olmasını sağla. Arzu edilen her şeyle ilgili olarak zenginliğinle bana eşlik et. Sen benim yönüm ve makamımsın. Dönüş ve son sanadır. Kırıkları onarır, zorbaları kırar, korkanlara güven verirsin. Zalimleri korkutursun. En yüksek ululuk, en kapsamlı tecelli ve en koruyucu hicap senindir. Münezzehsin. Senden başka ilah yoktur. Sen bana yetersin ve sen en güzel vekilsin. “Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir).

Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!” “Günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.” Allah’ım! Ey mahlukatın yaratıcısı, ölüleri çürütüp varlıktan silen, dağınıkları bir araya toplayan, zatların üzerine nurları bahşeden! Geniş mülk ve yüce cennetler senindir. Rabler senin kulların, krallar senin hizmetkarların, zenginler senin yoksullarındır. Sen ise zatın itibariyle başkalarından müstağnisin. Her şeyi yarattığın ve takdir ettiğin, dilediklerine cennetleri ve ipek giysileri, halifelik ve büyük mülk bahşettiğin ismin hakkı için senden hırsımı gidermeni, eksikliğimi tamamlamanı, üzerime nimetlerinin giysilerini giydirmeni, izin ve ilkaya elverişli olacak şekilde isimlerini bana öğretmeni istiyorum. İçimi korku ve rahmetle doldur. Dışıma heybet ve azamet ver. Öyle ki düşmanların kalpleri benden korksun, dostların yürekleri ise bana ısınsın. Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar. Rabbim! Bana tam bir istidat bahşet ki, kutsal feyzini abul edeyim, senin mülkünde senin halifen olayım, kullarına önelik gazabını savayım. Çünkü sen dilediğini halife kılarsın ve senin her şeye gücün yeter. Sen her şeyden haberdarsın, her şeyi görensin. Allah’ın salât ve selamı efendimiz Muhammed’in, ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun. O bana yeter ve O ne güzel vekildir.


CUMARTESİ Gündüz Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
Kim Allah’a sarılırsa o dosdoğru yola iletilmiştir. Beni Allah’ın lütfunun himayesine alan Allah’a hamdolsun. Beni Allah’ın rahmeti cennetine misafir eden Allah’a hamdolsun. Beni Allah’ın sevgisi makamına oturtan Allah’a hamdolsun. Allah’ın yardımları sofrasından beni rızıklandıran Allah’a hamdolsun. Beni Allah’ın seçimine layık görülme lütfuna mazhar kılan Allah’a hamdolsun. Beni Allah’ın vefası sunumları kaynaklarından besleyen Allah’a hamdolsun. Beni Allah’a kulluk doğruluğu hırkalarıyla giyindiren Allah’a hamdolsun. Allah hakkında onca kusur işlememe, Allah’ın haklarını zayi etmeme rağmen bütün bunlara nail oldum. Bu lütuf Allah’dandır. Allah’dan başka günahları kim bağışlayabilir. İlahi! Beni var etmen şeklindeki nimetin cehdim ve çabam olmadan gerçekleşmiştir. Keremine yönelik umudum muradın sınırına kadardır. Bunda benim bir istihkakım ve istidadım söz konusu değildir. Birlerin teki ve şahidlerin müşahede ettiklerinin hakkı için senden istiyorum ki kulluk mihnetinden sevgi kaynakları selametine beni ulaştır, inat karanlığını doğruluk güneşinin ışığıyla gider, yardım eliyle doğruluk kapılarını aç. Çünkü Allah kullara karşı lütufkardır.

Rabbim! Varlığımın mekana aitliğini yok etmeni, müşahedemin güvenliğini baki kılmanı istiyorum. Şahidimin ve meşhudumun arasındaki ayrılığı kaldır. Varlığıma ait mevcudiyetin bütün ayniliğini gider. Efendim! Bana kulluğumu başkasını görme vehminin körlüğünden uzak kıl. Hayırlılar arasından seçilmiş iki nebî hakkında önceden verdiğin sözü bana ulaştır. Her tavır ve ihtiyaç karşısında iradenle benim işime galip ol. Hareket ve duruşta tevhid ve istiva ile bana yardım et.

Habibim! Senden her hal ve durumda en hızlı vuslatı, en göz kamaştırıcı cemali, en görkemli celali, en yüksek kemali istiyorum.

Ey O olan O! Ey O! Ey O’dan başka kimse olmayan! Belirsiz gayb ve kutsal gayn ile senden istiyorum: “Geri dönüp giden geceye, aydınlanan sabaha andolsun. Muhakkak o kerem sahibi nebinin sözüdür. Yüce arşın yanında güçlü, orada itaat edilen ve güvenilirdir. Apaçık arabçadır. Şüphesiz o alemlerin rabbi tarafından indirilmiştir.” İşi gizli ruhla sağlamlaştıran hüküm istiyorum senden. Beyan sigasıyla ve sağlam bir üslupla istiyorum. Allah’ım! Hayatımın nesimi eliyle tahiyyatım ruhlarıyla zatıma yüklemeni istiyorum bunları. Tertemiz salâvatların, daimi selamların arasında isteklerin hasıl oluş vesilesi kılmanı istiyorum. Sevenlere ulaşma aracı kıl. Her mertebede Ona tabi olanlara, mensup bulunanlara selam olsun. Apaçık Hak ilah! Bizi onlara has kimselerden kıl. Amin.

Salât ve selam Muhammed’in, ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun. İzzet sahibi Rab, senin Rabbin onların yakıştırmalarından münezzehtir. Gönderilmiş Rasullere selam olsun. Alemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun. Amin…



CUMARTESİ Gece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
Efendim! Baki oluşun daimidir. Senin hükmün mahlukat içinde geçerlidir. Yüceliğinde münezzehsin. Münezzehliğinde yücesin. Varlığı korumak seni yormaz. Gözün gördüğü senden gizlenmez. Dilediğin kendine çağırırsın. Kendinle kendine delalet edersin. Daimi hamd sana özgüdür. En ulu devamlılık senindir. Senden berrak bir vakit istiyorum. Bu vakti sana yaraşır muamelelerle geçireyim. Bu vaktin gayesi sana yakınlık olsun ve senin rızana uygun amellerle geçireyim. Bana öyle bir sır ver ki, amellerin hakikatleri onunla benim için açığa çıksın. Bana öyle bir hikmet tahsis et ki, beraberinde hüküm ve işaret olsun, anlama ona eşlik etsin. Çünkü sen, seni dost edinenin dostusun. Sana dua edene icabet edensin. İlahi! Bana bahşettiğin nimetlerin kalıcılığını süreklileştir.

Yanımdaki müşahedeni kalıcı kıl. Bana benim zatımı zatım açısından değil kendi açından göster. Ki seninle olayım, benimle değil. Bana katından öyle bir ilim ver ki, bu hususta bütün bilen ruhlar beni örnek alsın. Çünkü sen bilensin, her şeyin bilgisi senin katındadır. Celal ve kerem sahibi rabbinin adı yücedir. Gaiplerin anahtarları O’nun elindedir ve Ondan başkası bunları bilemez. O, karada ve denizde olan her şeyi bilir.

Rabbim! Üzerime nurundan şualar yağdır ki, her örtülüyü benim için ortaya çıkarsın, öyle ki varlığımı kamil manada ben olarak değil sen olarak müşahede edeyim. Sıfatımı kendimden silmiş olarak sana yaklaşayım, tıpkı senin üzerime nurunu indirmek suretiyle bana yaklaşman gibi. Rabbim! İmkan benim sıfatım, yokluk benim maddem, fakirlik ise benim karargahımdır. Senin varlığın benim sebebimdir. Senin kudretin benim failimdir. Sen benim gayemsin. Senin ilmin ne kadar cahil olduğumu anlamam için yeterlidir. Sen benim bildiğim ve benim bildiğimin
ötesindeki gibisin. Sen her şeyle berabersin. Senin beraber hiçbir şey yoktur. Menzilleri seyir için takdir ettin. Mertebeleri de menfaat ve zarar için tertip ettin. Hayır yollarını sabitleştirdin.

Bunların tümünde biz seninle beraberiz, ama sen bizimle beraber değilsin. Sen sırf hayırsın, salt cömertliksin ve mutlak kemalsin. Hayırları toplulukların üzerine indirdiğin, gecelerin karanlıklarını giderdiğin ismin hakkı için senden, varlığımı her nurun maddesi ve her matlubun gayesi olan nurundan bir nurla doldurmanı istiyorum. Ki varlığımın zerrelerine yerleştirdiğin hiçbir şey bana gizli kalmasın. Bana doğru bir lisan bahşet ki, bu lisan hakkın müşahedesini ifade etsin. Bana öyle kapsamlı söz ver ki, onunla açıklık ve belagat gerçekleşsin ve konuşmamda hakkım olmayan şeyleri iddia etmekten beni koru. Beni ve bana tabi olanları bir basiret üzere kıl.

Allah’ım! Hayreti gerektiren veya fitneye sebep olan yahut senin hakkında şüpheye yol açan sözden sana sığınırım. Söz senden alınır, hikmet senden algılanır. Sen semavatı tutansın, isimleri öğretensin. Senden başka ilah yoktur, bir’sin, teksin, yalnızsın, samedsin. Doğmamış,
doğurulmamışsın. Sana hiç kimse denk değildir. Allah’ın salât ve selamı efendimiz Hz.
Muhammed’in, ehlibeytinin ve bütün ashabının üzerine olsun. Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun



PAZAR Gündüz Duası


Vucudu açıp başlatan Allah’ın adıyla. Her varlığı açığa çıkaran Allah’a hamdolsun. Allah’dan başka ilah yoktur. Keşifle ve müşahede ile bilinen bir tevhiddir bu. Allah Ekber’dir, emir Ondan başlar, Ona döner. Allah münezzehtir. O’ndan başka bir şey yoktur ki görünsün. Onunla beraber ibadet edilen başka biri yoktur. O Vahid’dir (Bir’dir) , Ahad’dır (tek’dir), sınırların meydana gelişinden önce olduğu gibidir. Her şeyde Ona dair bir ayet vardır; Onun birliğine, tekliğine ve varlığına delalet eder. Sırrı münezzehtir; O’nu, idrak edilmekten, nüfuz edilmekten gizlemiştir.
Kuvvet ve değiştirme gücü ancak üstün ve azamet sahibi Allah’ındır. Bu, bize has kıldığı bir hazinedir, gayb ve cömertlik hazinelerinden. Onunla her hayrın indirilmesini ister ve her şerrin, her zararın savılmasını dilerim. Kapalı her menfezi Onunla açarım. Biz Allah’tan geldik ve yine Ona döneceğiz, indirdiği veya indirmekte olduğu her emirdi. Her halde, her makamda, her düşüncede, her ilhamda, her çıkışta ve her girişte. Her şey için ve her şeyde umut edilen
Allah’dır. Umulan ve kast edilen Odur. İlham Ondan gelir,

Ondandır anlamak. Varlık Odur, ne inkar var ne de ret. Açığa çıktığı zaman, hiçbir şey yoktur. Gizlendiği zaman her şey başkadır. Her şey teklikle perdelenmiş, mabud ve batındır, birlikle de zahirdir. Her şeyin varlığı Ondan ve Onunladır, bu yüzden hiçbir şey yoktur. Şu halde şey hakikatte yok ve yitiktir.

O, evveldir, ahirdir, zahirdir, batındır. O, her şeyi bilir. Bir şeyin olmasından önce de , varlığından sonra da geniş kuşatma Onundur. Onundur kapsamlı hakikat ve daima geçerli olan sır. Daimi mülk ve ayrılmaz hakimiyet. O övgüye ve ululuğa layıktır. O, kendini övdüğü gibidir. Hamdeden de, hamd da, hamdedilen de Odur. Zatı tektir. İsim ve sıfatları birdir. Küllileri ve cüzileri bilir. üstleri ve altları ihata etmiştir. Her yönden yüzler Ona yönelmiştir.

Allah’ım! Ey ihata eden ve cem eden! Ey hiç kimsenin bağışına engel olamadığı! Ey katında olanların tükenmediği! Ey cömertliği ve bağışı bütün varlıkları kapsayan! Allah’ım! Benim için bu hazinelerin zincirlerini aç. Bu remzlerin hakikatlerini açığa çıkar. Benim yöneldiğim, yönüm ol. Rüyetinle beni rüyetimden perdele. Tecellinin zuhuruyla bütün sıfatlarımı sil. Benim bakışım senden başkasına ilişmesin.

Allah’ım! Bana her şeyde rahmet, inayet, koruma, riayet, ihtisas, velayet gözüyle bak. Ta ki hiçbir şey beni seni görmekten perdelemesin ve ben, beni desteklediğin bakışınla her şeyde sana bakıyor olayım. Beni tecelline boyun eğen, sana has olmaya layık ve mahlukatın içinde velayetinin mahalli kıl. Senin bağışını ve fazlını onlara bahşeden olayım.

Ey mutlak zenginliğe sahip ve ey kulları muhakkak fakirlik içinde olan! Ey her şeyden müstağni ve her şeyin muhtaç olduğu! Ey her şeyin emri elinde olan ve her şeyin dönüş mercii! Ey mutlak varlık sahibi! Ne olduğunu Ondan başka kimse bilemez. Ona ancak Onunla delalet edilir. Ey salih amelleri kuluna musahhar kılan! Ki yararı kendisine dönsün. Senden başka bir maksadım yoktur benim. Ancak senin cömertliğin ve hayrın bana kafi gelir. Ey beklentilerin ötesinde cömert olan! Ey istenmeden önce ihtiyaçları bahşeden! Ey her isteyenin adımlarını önünde durduğu! Ey emrine güç yetiren, galip olan! Ey her şeye bağışta bulunan ve istediğinde bağışını alan! İsteyerek sana yalvarıyorum: her durumda beni sana kulluk eder bul. Beni dost edin ey mevlam! Senden ona benden daha layıksın. Sen ki maksadın ötesindesin, nasıl sana kast edeyim! İstemek uzaklığın kendisi iken nasıl seni talep edeyim! Yakın ve hazır olan ister mi? Ya da içinde kasıt şaşkın olan kimse nasıl kast eder? Talep sana ulaşmaz ve kast etme senin için geçerli olmaz. Zahirinin tecellilerine erişilmez, idrak edilmez. Sırlarının remzleri çözülmez, parçalanmaz. Mevcut olan kendisini var edenin künhünü bilebilir mi? Kul, kendisini kul edinenin hakikatine varabilir mi? İstemek, kast etmek, yakınlık ve uzaklık kulun sıfatlarıdır. Böyle iken kul bu sıfatlarıyla, zatı itibariyle müteal ve aşkın olandan neyi kavrayabilir. Her mahluk acz mahallinde, zillet konumunda ve izzet dergahında durmaktadır ve bu hazineyi idrak etmekten uzaktır. Seni nasıl bilebilirim ki sen, bilinmeyen batınsın! Ve sen, her şeyde kendini bana tanıtan zahirsin. Teklik aynında bana ait bir varlık yok iken seni nasıl birleyebilirim! Ve tevhid kulluğun sırrı iken seni birlememem mümkün mü! Sen münezzehsin, senden başka ilah yoktur. Hiç kimse seni birlemiş değildir.

Çünkü sen ezeli geçmişte ve ebedi gelecekte olduğun gibisin. O halde gerçek anlamda senden başka seni birleyen kimse yoktur. Kısacası, seni senden başka bilen yoktur. Batınsın, zahirsin. Kendinden gizlenip batın olmuş değilsin ve başkası için de zahir değilsin. Sen sensin. Senden başka ilah yoktur. Ahirin evveli ve evvelin ahiri olan bu şekilde çözülür mü?

Ey emri müphem kılan, sırrı gizleyen ve hayret yok iken hayrete düşüren! Allah’ım! Senden tekliğin sırrını, kulluğun hakikatini, yüce huzura layık olan şekilde rububiyetle kaim olmayı istiyorum. Ben seninle varım, sonradan olmayım, yok olucuyum. Sen varsın, bakisin, daima dirisin, her şey hakimsin, kadimsin, öncesizsin, bilensin, bilinensin. Ey mahiyetini kendisinden başka kimsenin bilmediği Allah’ım! Senden, kendimden sana kaçmayı, bütünümle sende cem olmayı istiyorum. Ki varlığım şühüduma perde olmasın.

Ey maksadım! Seni bulduğumda hiçbir şeyi kaybetmem. Seni bildiğimdehiçbir şeyi bilmemiş olmam ve seni müşahede ettiğimde hiçbir şeyi yitirmiş olmam. Fena bulmam sende, Beka bulmam seninledir. Müşahede ettiğim sensin. Senden başka ilah yoktur. Sen müşahede ettiğin,
bildiğin ve emrettiğin gibisin. Müşahedem varlığımın aynısıdır. Ben fena bulurken de bekaya erişirken de kendimden başkasını müşahede etmedim. İşaret banadır, hüküm benim için ve banadır. Nispet benim nispetimdir ve bütün bunlar benim mertebemdir. Zuhurda, batında, korunan sırrın sirayetinde durum benim durumumdur. Sirayet eden bir hüviyet, açık ve belirgindir. Varlık, yokluk, nur, zulmet, levh, kalem, işitme, sağırlık, cehalet, bilme, savaş, barış, susma, konuşma, bütünlük, parçalanma, hakikat, hak, gaiplik, ezel, daimilik ve ebed… “De ki: O, Allah Ahad’dır. O Allah Samed’dir. Doğurmamış ve doğmamıştır. O,nun hiçbir dengi yoktur. O,
Ahad’dır.” Allah’ın salât ve selam var etme ve varlıkta ilk olanın, her şahidin fatihi, görenin ve görünenin hazırı gizli sır, zahir nurun üzerine olsun. O, mümeyyiz maksadın aynıdır. Yaratılış aleminde öncelik kabzasıdır. Mabudun yüce ve kutsal ruhtan, parlak ve mükemmel nurdan yarattığıdır. O, mabudun huzurunda kulluğun kemalini gerçekleştirmiştir. Ruhaniyetinin huzurundan onun ruhuna feyiz bahşedilmiştir. Nurani parıldayışlar onun ruhunun kandiline ulaşmıştır…

O, yakınlaştırılmış resul, saadete erişmiş velidir. Salât ve selam Onun ehlibeytinin, sırlarının hazineleri, nurlarının kaynakları, aylarının doğuş menzilleri, hakikatlerinin hazineleri, mahlukatın yol göstericileri, izleyenlerin rehber yıldızları olan ashabının üzerine olsun. Din gününe kadar salat ve selam onlara olsun.

Alemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun. Allah münezzehtir ve ben müşriklerden değilim. Allah bize yeter ve O ne güzel vekildir. Yüce ve azamet sahibi olan Allah’tan başka kudret ve güç sahibi yoktur.



PAZAR Gece Duası

Bismillahirrahmanirrahîym
İlahi! Sen her görünenin görünmezini kuşatan şahidsin. Her zahirin batınını bürüyensin. Bütün alınların secde ettiği, bütün yüzlerin döndüğü veçhinin nuru için, bütün gözlerin dikildiği nurun için senden beni, sırf sana has olan yoluna iletmeni istiyorum. Bir hidayet ki beni, senden başka her şeyden sana çevirsin. Ey mutlak O! Ve ben mukayyet O’yum.

Ey O’ndan başka O olmayan! İlahi! Düşmanları kahretmek ve zalimleri ezmek senin şanındır. Kahır isimlerinin izzetinden bir yardım istiyorum ki, benim için kötülük dileyen herkesten beni korusun. Bu sayede kendi kendime yeteyim. Zorbalara güç yetireyim. Zalimlerin köklerini kazıyayım. Beni nefsime öyle malik kıl ki, beni her türlü kötü ahlaktan arındırsın, temizlesin. Beni sana hidayet ettir.

Ey Hadi! Ki her şeyin dönüşü sanadır. Sen her şeyi kuşatmışsın. O, kulları üzerinde kahredici güce sahiptir. O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır. İlahi! Sen her nefisten öncesin, kadimsin. Her anlama ve hisse hakimsin. Takdir ettin, sonra kahredici gücünle hakim oldun, bildin ve takdir ettin. Kudret ve kahredicilik senindir. Yaratma ve emir yetkisi senin elindedir. Sen her şeyle berabersin, yakınlığın yakını ve mevlasısın. İhata ederek onu idare eden ve hidayet ettirensin.

İlahi! Senin kahır isimlerinden yardım istiyorum ki kalbi ve bedeni kuvvetler onunla güçlensin. Ta ki benimle karşılaşan her kalp sahibi yenik ve mağlup olarak gerisin geri gitsin İlahi! Senden konuşan bir lisan, doğru söz, yaraşır bir anlayış, üstün bir sır, hakikate yatkın bir kalp, düşünen bir akıl, gören bir fikir, yerinde durmayan bir şevk, kurcalayan bir merak, yakıcı bir özlem istiyorum. Muktedir bir el, ezici bir kuvvet, mutmain bir nefis, sana itaat hususunda uysal organlar bahşet bana. Sana gelmek için beni kutsa, temizle, sana gelmekle beni rızıklandır. İlahi! Bana öyle bir kalp bahşet ki, onunla muhtaç olarak sana yöneleyim. Muhtaçlık ona öncülük etsin, özlem onu sürsün, iştiyak yoldaşı olsun, korku azığı olsun, yerinde durmayan bir tereddüt arkadaşı olsun. Ama da yakınlık ve bu kabul olsun. Yönelenlerin yakınlığı senin katındadır.
İsteyenlerin arzularının sonu sendedir.

İlahi! Üzerime sekine ve vakar indir. Büyüklenmekten ve kibirden beni uzak tut. Yönelmiş olarak kabul makamına beni yerleştir. Sözüme icabetle karşılık ver. Rabbim! Beni ariflerin yakınlığıyla kendine yakın kıl. Tabiat bağlarından temizle beni. Temizlenenlerden olmam için yerme(zem) kanının pıhtısını benden gider. Efendimiz Muhammed’e, ehlibeytine ve bütün ashabına salât et. Alemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun.

Şeyhül Ekber Muhyiddin - i İbnü'l Arabi

Celcelütiye Duası 'nı

 

Gündüz uyandığınızda işe gitmeden önce bir kez dinleyin ve gününüz korunarak gerçsin. Gece de Karanlık bir odaya oturun. Gözlerini kapatın nefesinizi izleyin. ve sesli olarak dinleyin. Dinlemeniz yeterli bu duayı okumanıza gerek yok. Bu duadaki sesler ve kelimeler "cifr" ilmi ile özel olarak yazıldığı için varlıklara direk tesiri vardır ve melekler sizi her daim korurlar. Kuant yollarınızdaki hatalarınız azalır tepkileriniz azalır enerjiniz artar ve başarınız artar. Günahlar sizden uzak olur. Unutmayın Sabah kalktığınızda ve gecfe yatmadan önce birer kez dinleyin sadece. Bunu 1 ay deneyin farkı göreceksiniz.

İbnül arabi hazretleri ağzımızdan çıkan duaların ses olarak maddeye etki ettiğini ve duaların seslerinin şekiller olduğunu ve canlı bir varlığa dönüşüğünü ve yanımızda dolaştıp bizi koruduğunu anlatır.

"İşte o festalık yapanın üzerine fatiha suresini gönderdim" , "Yasin suresi geldi başımda dikiliyordu" cümleleri ile kitaplarında bu konuya önem vermiştir.

"Cevşen duasını" da yarın Mübarek Kadir gecesinde dinlemeyi muhakkak unutmayın.

Peygamber Efendimiz Diyor ki,

 

a) Çok konuşma: Zira çok konuşan insanda kalp uyanıklığı olmaz ve kalbi ölür.

b) Çok yemek yeme: Zira çok yemek yiyen insan, Allah’a ibadet ve hizmet edemez, gaflette yaşar.

c) İnsanlarla çok haşr u neşr olma (onlarla çok düşüp kalkma, fazla beraber olma): Zira böyleleri ibadetin zevkini bulamaz ve ibadetten tad alamazlar.

d) Dünyaya asla sevgi besleme: Zira dünyaya sevgi besliyenin sonu ve ebedi hayatı iyi olmaz.

e) Cahil kalma, arif ol: Zira Cahilin kalb diriliği olmaz. Cahilin kalbi ölüdür.

f) Zalim ve günahkârla olma: Zira bunlarla olan da günahkârdır ve bunların dininde doğruluk olmaz.

g) İnsanların rızasını talep etme: Zira halkın rızası peşinde koşanlar, hakkın rızasından mahrum kalırlar.

Hz. Muhammed (s.a.v.)

Sekine Duası

 

Aslı vahye dayanan yüksek, sırlı, tılsımlı, feyizli ve kuvvetli duâlardan birisi de sekinedir. Hazret-i Cebrail Aleyhisselâm Peygamber Efendimizin (asm) huzurunda bir sayfa indiriyor. Allah’ın altı ismi yazılı bulunan bu esrarlı ve tılsımlı duâ sayfası, Hazret-i Ali’ye (ra) tebliğ ediliyor. Hazret-i Ali (ra), bu hâdiseyi şöyle anlatıyor: “Ben Cebrail’i gökkuşağı gibi semayı kuşatmış olarak gördüm. Sesini işittim. Sayfayı ondan aldım. Sayfada Allah’ın Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddûs isimlerini yazılı buldum.”


Sekine ile bildirilen ve Allah’ın Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddûs isimlerinden ibaret olan bu altı ismi, Hazret-i Ali (ra) için ism-i azamdır. Bu isimlerden Hakem ve Adl isimleri İmam-ı Azam için ism-i azamdır. Hayy ismi, Abdülkadir-i Geylânî için ism-i azamdır. Kayyum ismi, İmam-ı Rabbânî için ism-i azamdır.


Bu isimlerin mânâları kısaca şöyledir:

Ferd: Allah birdir, tektir, yegânedir, biriciktir, istiklâl ve infirad Sahibidir.

Hayy: Allah sonsuz diridir, ezelî, ebedî ve ölümsüz hayat Sahibidir. Her şeye hayatı veren, her şeyi dirilten O’dur.

Kayyûm: Allah dâimâ kâimdir, tabir câizse dâimâ ayaktadır, yarattığı her şeye hâkimdir, varlıkları dilediği gibi idâre eder, sevk eder ve yönlendirir, her şey O’nunla var olur, O’nunla ayakta durur, O’nunla devam eder. Allah’ı ne bir uyuklama, ne bir uyku ve ne bir gaflet hâli almaz. Göklerde ve yerde ne varsa, O’nun irâdesiyle ve kayyûmiyetiyle varlığını sürdürür ve ayakta kalır.

Hakem: Allah hüküm Sahibidir, hikmet Sahibidir, yarattığı her şeyde bir hikmet ve bir fayda gözetmesi O’nun yüksek âdetindendir. Faydasız ve boşu boşuna bir şeyi yaratmaz. Yarattıklarını gözetler ve denetler. Kullarından haklıyı ve haksızı ayırır, aralarında hak ve adâletle hükmeder.

Adl: Allah adalet Sahibidir, her yarattığına hakkı olan her şeyi verir, hiç kimseye hiçbir zaman haksızlık yapmaz, mahşerde adaletle hükmeder, cezası zulüm veya haksızlık değil, adaletten ibârettir. Allah kendisi adalet Sahibi olduğu gibi, kullarına da her işlerinde adaleti emreder.

Kuddûs: Allah paktır, temizdir, noksanlıklardan, kusurlardan, âcizliklerden, küfür ve dalâlet ehlinin düşündüğü her türlü eksik sıfatlardan münezzehtir. Allah kemâl sıfatlar Sahibidir. O’nun her sıfatı, her ismi, her işi, her fiili mükemmeldir. Varlıkları mükemmel, kusursuz, temiz ve pâk yaratır. Temizliği sever, temizliği emreder, işlediklerinden pişman olan ve tövbe eden kullarını günahlarından arındırır ve temiz kılar.

Sekînede bu isimlerin zikrinden sonra on dokuz harfli on dokuz âyetle Allah’tan istimdat edilir, Allah’a sığınılır, muhtelif isimleri ile Allah zikredilerek dünyevî ve uhrevî her sıkıntımızı aşmamız için bu isimlerin feyiz ve bereketi istenir.
(19ayet aşağıda mevcut)

on dokuz Kur’ân âyetinden alınan on dokuzar harfli bu yüksek ve öz metinlerin besmeleden itibaren on dokuz defa okunmasını önermiştir. On dokuz rakamı Kur’ân’dan alınan bir şifredir. Bilindiği gibi, Kur’ân’da ebedî âlemlerle ilgili verilen bir haberde on dokuz adedi telâffuz ediliyor.




SEKİNE DUASI
okunuşu

1- Niyet( ne için ve ne maksatla okunduğuna niyet etmek)
2. İstiğfar (7 DEFA)
3. Salavat-ı Şerife ( 7 DEFA)
4. Allah-u Ekber (10 DEFA)
5. Altı Esma her ayetle beraber okunacak.(19 DEFA)
yani besmele çekilir sonra FERDÜN, HAYYUN, KAYYUMUN, HAKEMUN, ADLUN, KUDDÛSUN."denir ve 1. ayet okunur bu sırayla 19 kere tekrarlanır.sonra tekrar besmele ,6 esma ve 2. ayet okunur.19 ayet bitene değin aynı şekilde okunur.

6 esma:FERDÜN, HAYYUN, KAYYUMUN, HAKEMUN, ADLUN, KUDDÛSUN."

1.Ayet: Seyec ‘alullahu ba’de ‘usru-y yusra”
2.Ayet:Anetil vucuhü lil hayyil kayyum
3.Ayet:Ve innallahe biküm lera ufün rahimu
4.Ayet:İnnallahe kane tevvaben rahime
5.Ayet:innallahe kane gafuran rahime
6.Ayet:fe innallahe kane afüvven kadira
7.Ayet:innallahe kane semian besira
8.Ayet:innallahe kane alimen hakime
9.Ayet:innallahe kane aleyküm rakibe
10.Ayet:İnnâ fetâhnaleke fethan mübiyna
11.Ayet:ve yen surakellahu nesran azize
12.Ayet:İnne hızballahi humül gâlibûn
13.Ayet:innallahe huvel kaviyyül aziz
14.Ayet:innallahe huvel ganiyyül hamid
15.Ayet:Hasbiyallâhu lâ ilâhe illâ HU
16.ayet:Hasbünallâhu veni'mel vekîl
17.ayet:la yeh zünühümül fezeul ekber
18.ayet:iyyake na'budü ve iyyake nestain
19.Ayet:velhamdü lillahi rabbil alemin

mealleri
1- Allah her sıkıntıdan sonra kolaylık lütfedecektir. 2- Yüzlerin sıkıntısı Hayy-ı Kayyûm içindir. 3- Allah size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. 4- Allah tövbeleri çok kabul edici ve kullarına çok merhamet edicidir. 5- Muhakkak ki, Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. 6- Muhakkak ki, Allah her şeye gücü yettiği halde çok bağışlayıcıdır. 7- Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür. 8- Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilir ve her işi hikmetle yerine getirir. 9- Muhakkak ki, Allah sizin üzerinizde gözeticidir ve her halinizi görür. 10- Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık. 11- Ve Allah sana pek şerefli bir zaferle yardım etsin. 12- Şüphesiz Allah’a tâbi olan topluluk gerçek gâliplerin tâ kendisidir. 13- Muhakkak ki Allah, azabında pek kuvvetlidir ve kudreti her şeye galip olandır. 14- Muhakkak ki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve her türlü övgüye lâyık olan ancak Allah’tır. 15- Allah bana yeter. O’ndan başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. 16- Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. 17- En büyük korku olan kıyâmetin dehşeti onlara üzüntü vermez. 18- Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım isteriz. 19- Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.

Kenzül Arş (Kadeh Duası)

 

 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'den rivâyet edilmiştir. Şöyle buyuruyor......
"Cebrail bana dedi ki: “Ey Muhammed, kim ömründe bir kere bu duayı okursa, Allah´ü Tealâ, onu kıyâmet gününde yüzü ayın on dördü gibi parlak haşreder. Hatta bütün insanlar, onu bir peygamber veya melek sanırlar. Ben ve sen, onun kabrinin üzerinde dururuz.

Ona hesapsız ve azapsız, üzerine binip Cennet'e girmesi için Cennet'ten bir "Burak" getirilir. Sırat Köprüsü'nden şimşek gibi geçer. Onun günâhı, denizlerden suyundan, yağmurların damlasından, ağaçların yapraklarından, kumların adedinden, taşlardan daha fazla olsa bile, kendisine kabul olunmuş (nafile) hac ve bin umre sevabı yazar.

Korkan kimse olursa; Allah (c.c.), onu onu korktuğundan emin kılar. Susayan kimse okursa; Allah, onun susuzluğunu giderir. Aç olan okursa, giyindirir. Hasta okursa şifa verir. Hastanın üzerine okunursa,hastalığından kurtulur. Dünyâ veyahut ahiret ihtiyaçlarından okursa; Allah, istediğini verir. Bir düşmandan veyâ sultandan korktuğu için okursa; ,Allah, onların şerrinden korur ve Allah´ın mahlukâtından gelecek olan tüm zarar ve eziyetleri kendisine ulaşmadan men eder.

Borçlu olan okursa; Allah, onu borcunu ödemeye muvaffak kılar. Hiç kimseye muhtâç olmaz. Eğer onu, hasta olan yazıp üzerinde taşırsa, iyileşir. Kadın taşırsa, kocası ona ikrâm eder. Cinden, insten ve şeytandan, sancı ve hastalıklardan emin olur. Kayıp ise ailesine sağ sâlim kavuşur: Bu duayı okuyan için; cin, melek istiğfâr ederler. Ömrü, bereketli olur. Kim 5 defa bu duayı okursa, Peygamber Aleyhisselam'ı rüyasında görür."

Ebu Bekir Sıddık: “Gece olsun gündüz olsun bu duayı okudum. Peygamber Aleyhisselam´i rüyâmda gördüm.“ buyurur.

Hz. Ömer de şöyle buyurur: "Hiçbir hâcetim olmadı ki, onun için bu duayı okuyayım da giderilmesin."

Hz. Osman (R.A.)diyor ki: “Ben, Kur´an-ı Kerim´i ezberleyemezdim. Resul´u Ekrem (s.a.v)´e bu hususu şikâyet ettim. Bana bu duâyı öğretti. O'nu okuduğumda, Kur´an-ı Kerim´i ezberlemeyi başardım."

Hz. Ali (Kerremullahü Vechedü) buyuruyor ki: "Ben, bu duayı okuduğum vakit, düşmanıma galebe çalardım. Kim ki Fâtihâ'yı, İhlas Suresi'ni, Kâfirun, Felak ve Nas Suresi'ni 3 kere okuyup (ardından) bu duayı okursa; Allah, onu karşılaştığı bütün varlıkların şerrinden korur ve her türlü hastalıktan, her zâlimin şerrinden onu emin kılar ve bütün isteklerini verir. Kim ki, okuduğu gibi onu yazıp üzerinde taşırsa ve kim ki başının altına koyup uyursa; Allah´ü Tealâ, o kimsenin malından, çalınan ve evinden kaçanı geri iâde eder. (ihlasla) Akan suya okursa, su durur, yâhud yanan ateşe okursa ateş söner. Dağın üzerine okursa, dağ paramparça olur. Kim ki, 2 rekat namaz kılıp her rekatında Fâtihâ ve bir de İhlas okuyup selam verdikten sonra bu duayı okursa dünya ve ahirete ait ne isterse, tüm istediklerine nâil olur. Bu duanın fazileti sayılmayacak kadar çoktur. Duâ, budur.

Cevşen Duası (Tamamı) (KADİR GECESİ OKUNMASI ÇOK TESİRLİDİR)

 

Ehl-i Beyt (a.s) vasıtasıyla nakledilen bu değerli duânın özellikle Ramazan ayında bilhassa Kadir gecelerinde okunması tavsiye edilmiştir. Gerçi bu dua her zaman için okunabilir. Biz bu duayı Merhum şeyh Abbas Kummî'nin Mefâtih-ü Cinan adlı eserinden nakletmekteyiz. Merhum Kummî kitâbında bu duâ hakkında şu izahı vermiştir.

Beled-ûl Emin ve Misbâh-ı Kef'emi'nin nakline göre bu duâyı Hz. Seyyid-us Sâcidin İmam Zeynelabidin (a.s) babalarından, onlar da Resu-i Ekrem'den (s.a.a) nakletmişlerdir. Resul-i Ekrem (s.a.a) savaşların birinde vücudunu rahatsız eden ağır bir zırh giymişti. O sırada Cebrâil (a.s) nâzil olarak Resulullah'a (s.a.a) şöyle arzetti:

Ey Muhammed Rabb'inin sana selamı var. O zırhını çıkarıp bu duayı okumanı buyuruyor. Bu duâ senin ve ümmetin için güven vesilesidir." Sonra duanın fazileti hakkında bir takım açıklamada bulunuyor ki onların hepsini açıklamanın yeri değildir. Ez cümle şöyle buyuruyor.
Kim bu duayı kefenine yazarsa Allah onu (cehennem) ateşiyle azap etmekten hayâ eder. Kim bu duayı Ramazan ayının başında halis niyetle okursa Allah Teala ona Kadir gecesini nasip eder ve onun için yetmiş bin melek yaratır ki Hak Teâlâ'yı takdis ve tespih ederler; bütün bunların sevâbı bu duâyı okuyana yazılır." Yine şöyle buyuruyor: "Kim bu duâyı Ramazân ayında üç defa okursa, Hak Teâlâ cesedini cehennem âteşine haram kılar; cenneti ona vâdeder; onu günahlardan koruyacak iki melek görevlendirir ve hayatı boyunca Allah'ın emânında olur. Rivâyetin sonunda İmam Hüseyin'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Babam Emir-ü Mu'minin Ali (a.s) bana bu duayı hıfzetmemi, o'nun kefenine yazmamı, onu âileme öğretmemi ve onları duayı okumaya teşvik etmemi vasiyet etti. Bu duâda ism-i A'zam da olmak üzere bin isim vardır."

Celcelütiye Duası

 

Celcelûtiye, Süryanîce “bedî” demektir. Resûl-i Ekrem Efendimize (S.A.V.) Hazret-i Cebrâil (as) tarafından indirilen ve içinde İsm-i Azâm'ı da taşıyan yüksek mânâlar, Hazret-i Ali (R.A.) tarafından Celcelûtiye adıyla ve cifir ilmine göre bir çok tarih de düşürülerek Süryanî diliyle nazmedilmiş ve kaside haline getirilmiştir. Yüksek ve tesirli bir duâdır. Bir isimler hazinesidir. Allah'ın rahmetine vesile olması hasebiyle bir rahmet hazinesi veya bir Cennet hazinesi demek de mümkündür. Allah'ın en büyük ismi olan İsm-i Azam bu duânın içerisinde gizlenmiş olduğundan, bu duâyı okuyarak Allah'a sığınan kimsenin, dünya ve âhiret işlerinde çok kolaylıklar ve bereketler göreceği müjdelenmiştir.

HZ. ALİ TARAFINDAN KALEME ALINAN CELCELUTİYE DUASI HZ. PEYGAMBER'E CEBRAİL A.S. TARAFINDAN SEMADAN İNDİRİLMİŞTİR.CENNET HAZİNELERİNDEN BİR HAZİNEDİR. KASEM-İ CAMİ OLUP BU DUANIN YOLUNDA YÜRÜYENLERE ÇEŞİTLİ SIRLAR AÇIKLANDIĞI,PERDELERİN ARALANDIĞI (SEMAVİ) MÜELLİFİ TARAFINDAN BEYAN EDİLMİŞTİR. TESİR ALANLARI İSE OLDUKÇA GENİŞTİR.

Evrad-ı Kudsiyye Duası (Şah - I Nakşibendi)

 

Evrâd-ı Kudsiye: Her türlü dert ve sıkıntılarımızda bizim Allah'a karşı olan tavrımızda bize tam bir kul hüviyeti kazandıran ve bizi Allah'a yakın kılan, Nakşibendî Hazretlerine ait çok kuvvetli ve tesirli bir duâdır. Üstad Hazretleri bu duâyı, bir salâvat-ı şerife demeti olan Delâli'n-Nur'un ortasında okurdu. "Şah-ı Nakşıbend'in kudsî bir evradıdır ki, Hazret-i Peygamber Aleyhissalatü Vesselâmdan âlem-i mânâda

basit bir cin daveti.

 

Bir kişiyi uyutup düşüncelerini öğrenmek (havass)

Konu içerik olarak dünyada bütün forumlar arasında ilk ve tektir. Değerini bilin. Alıntı yapacak olanlar tamamını kopyalayıp yapıştırsınlar.

Not: Bu yöntem 900 yılı aşkın senedir arap ülkelerinde uygulanıyor. Sosyo-politik ajanlar bu yöntemle konuşturuluyor.

1-) Aşağıdaki tertip, uyumasını istediğiniz kişinin üzerine kişi uyuyana kadar okunur:

Bismillahirrahmanirrahim. Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât birahmetike Yâ erhame'r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni'mel vekîl, ni'mel mevlâ ve ni'me'n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke'l-masîr. Aksemtü aleyke Ya Meymun bi hakkil ismillezi. Felemma tecella rabbühü lil cebele cealehü dekkan ve harra musa saika. Ve bi hakki Ilsakısin Mihrakısin Aksamaksin Sakmunehsin Haybusin Raksin Rakısin Eftasin Keslehin Lehyühin bihakki Yahin illa ma ecebte hazreten vefalte elvahan elvahan elvahan elacele elacele elacele essaate essaate essaate. Bismillahillezi entakan nemlete li Süleyman ibni Davut. Kalet nemletün Ya eyyühen nemlüdhulü mesakineküm la yahtımenneküm Süleymanü ve cünüdühü ve hüm la yesurun. İntık ve tekelleme billezi entaka sa fil mehdi sabiyyen intık ve tekellem Biesmehın Semahın Allahül aliyyül a’la külli berahın Heyyen tekellem Biahisin Heysin Helnusin Helmusin Ermusin Selha Selha. Selha Tahsasin Tahsasin Tahsasin.

Kişi uyuduktan sonra istediğin soruları o kişiye sorarsın, ve görevli hadimler o kişinin ağzından konuşur, cevabını alırsın.

2-) Kişinin tekrar uyanması için aşağıdaki tertibi okunur:

Bismillahirrahmanirrahim. El hamdü lillahi rabbil alemin. Er rahmanir rahıym. Maliki yevmid din. İyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn. İhdinas sıratal müstekıym. Sıratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin. Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât birahmetike Yâ erhame'r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni'mel vekîl, ni'mel mevlâ ve ni'me'n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke'l-masîr. Vennecmi iza heva. Ma dalle sahibüküm ve ma gava. Vema yentiku anil heva. İn hüveilla vahyün yüha. Allemehü sedidül kuva. Zümir ratin festeva. Ve hüve bil üfükıl a’la. Sümme dena fe tedella. Fekane kabe kavseyni ev edna. Fe evha ila abdihi ma ev ha. Ma kezebel füadü ma raa. Efetümarü nehü ala ma yüra. Ve lekad raahü nezleten uhra. Behhin behhin bisselam Behhin behhin bisselam Behhin behhin bisselam.